Yapını Sağlam Yap, Canını Koru!

D

eprem Dünya’nın ve özellikle jeopolitik konum itibariyle önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp Himalaya kuşağı üzerinde yer alan ülkemizin vazgeçilmez gerçeklerinden biridir. Bu gerçekten korkmak ve panik yapmak yerine onunla yaşamayı, deprem sırasında soğukkanlı kalmayı öğrenmeliyiz. Deprem hakkında bilinçlendikçe ve neler yapmamız gerektiğini bildiğimiz ve bunları uyguladığımız zaman depremin korkutacak bir tarafının olmadığını normal bir doğal afet olduğunu kabullenmenizi sağlar. 

 

Depremlerde önlem alınıp alınmamasına göre can ve mal kayıplarının sayısı değişmektedir. Depremler için önlem alındıkça, insanlara eğitimler verildikçe ve insanları bilinçlendirdikçe depremlerin oluşturduğu hasarlar en aza inmektedir. Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki yaşanan depremler sonucunda oluşan can kayıp sayısının farklılık göstermesinin en önemli nedenlerinden iki tanesi; depremlerle alakalı toplumun bilinçlenme düzeyi ve eğitiminin arttırılması ve yanı sıra da bu bölgelerde yapılan yapıların depreme karşı korunaklı ve dayanıklı olmasıdır. Bu bölgelerde yapılan yapılar deprem kuvvetine karşı dayanıklı oldukça, yıkılma ihtimalini en aza indirerek can kaybı sayısını azaltmakta ya da yok etmektedir. 

K

amu ihale kanunu Türkiye’de ihalelerin nasıl yapılacağını ve işlerin hangi şartlarda yürütüleceğini ortaya koyan kanundur. İlk çıkan kamu ihale kanunu ile şu an uygulanan kamu ihale kanunu arasında çok ciddi farklar vardır. Yeni şartlara uyum sağlayabilmek için kanun koyucular zaman zaman ilgili kanunda değişimler yapmaktadır. Bu kanun ülkemizin koşulları gereği 17 yılda 190 kez değiştirilmiştir. 

Uygulamada Kamu İhale Kanunu önemli olduğu kadar, bina yapısında da dilatasyonlar ve rutubet önemli bir rol oynar.  Dilatasyon büyük ve oturma alanı geniş yapılarda yapı ögelerinin genleşme, kısalma ve sıcaklık gibi değişimlerden ya da yapının oturduğu zemindeki farklılıklardan dolayı yapıda doğabilecek hasarları engellemek amacıyla boydan boya bırakılan boşluklara verilen addır. Başka bir tanımla ise dilatasyon bir yapıda aynı yere iki farklı kolon koyarak iki farklı binaymış gibi statiklendirilerek inşa edilmesine denir. Binalar tasarlanırken dilatasyon yapılması şarttır eğer binalara dilatasyon yapılmazsa bina kaldıramayacağı bir deprem kuvvetiyle karşılaştığı zaman yıkılır. Dilatasyon yapılırken binanın boyu dilatasyonu etkileyen faktörlerden biridir. Binanın yapısını ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen diğer faktörlerden biri olan rutubet ise binanın içinde katmanlara giren nemin bina kenarlarında birikmesi sonucunda oluşur. Rutubetin giderilmesi için dışarıdan ısı yalıtımdan faydalanılması ve ayrıca bina duvarlarının katmanlarının kalınlaştırılması gerekir. Rutubetin diğer tanımı ise içerdeki ortam buharının bina ısı kaybettiği için ısı dışarıya kaçarken bünyesinde bulundurduğu buharı oraya bırakmasıdır. Ülkemizde üretilen yapıların tamamına yakını betonarme taşıyıcı sisteme sahiptir. Bilindiği üzere betonarme sisteminin iki ana malzemesi beton ve donatıdır. Bu nedenle betonarme sisteminin niteliğini büyük ölçüde bu iki malzemenin kalitesi belirler. Günümüz betonarme ve çelik yapılardaki deprem hasarları incelendiğinde, korozyonun yapıların deprem hareketinden hasar görmesini önemli ölçüde artırdığı gözlenmiştir. Betonarme yapıların içindeki malzemeyi bina ömürleri boyunca tehdit eden korozyon, metalin içinde bulunduğu ortam ile kimyasal veya elektrokimyasal reaksiyona girerek metalik özelliklerini kaybetmesine yol açmaktadır. Metallerin büyük bir kısmı su ve atmosfer etkisine dayanıklı olmayıp, normal şartlar altında bile korozyona uğrarlar. Korozyon oluşması için oksijen, nem ve elektrolit parametrelerinin olması gerekir.

Ü

lkemizde hastanelerin çevrelerinde meydana gelen depremleri tespit etmek için o hastanenin koordinatları Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde çalışan Kandilli Rasathanesinin internet sitesine girilir. Böylece seçilen koordinatlarda yıllar içinde meydana gelen deprem bilgilerine ulaşılır. Büyük deprem öncesi, sistematik dışına çıkan bölgelerin fark edilmesi sağlanır. Bu şekilde bir deprem öncesi öncü hareketlerin belirlenmesi çalışmaları yapılabilir ve büyük deprem oluşma riski yüksek bölgeler önceden fark edilebilir. 

Büyük deprem sonrası yerin jeofizik stres durumu değişir ve stresin yerin altında yapılanmasında değişiklik meydana gelir, bu durum ancak sistematik kayıtların izlenmesi ile anlaşılır. Büyük deprem sonrası meydana gelen bağımlı “artçı”depremler stresin yayılım yönünü gösterir ve bu yön üzerinde kırılmaya hazır bir kırık varsa kırılma zamanı öne çekilmiş olabilir ve buna bağlı olarak beklenen deprem riskinde ani yükselmeler meydana gelir. Büyük deprem sonrası jeofizik enerjinin yakın ve uzak alanlarda yükleme yapmasına bağlı olarak “deprem olasılığındaki değişim” ancak sistematik takiple önceden bulunabilir. Bu sistematik takip sonucu son zamanlarda yapılan keşiflerde depremlerin birbiri ile etkileşim içinde olduğu anlaşıldı. Büyük depremler birbirini etkileyebilir veya engelleyebilir. Bu görüşe göre büyük bir şok bazı bölgelerde stresi ve buna bağlı olarak ikinci bir sarsıntıyı engelleyebilir. Ancak bu deprem aynı zamanda fay boyunca veya yakındaki başka bir fayda art arda deprem olma olasılığını da artırabilir. Buna “gerilme tetiklemesi” adı verilir. 1992’ de Ross S. STEIN ve arkadaşlarının yaklaşık bir düzine fay üzerinde yaptıkları çalışmada bir deprem esnasında hafifleyen stresin öylece dağılmadığı, fayı aşağı doğru hareket ettirerek yakınlardaki sitelerde yoğunlaştığı anlaşılmıştır. Yoğunlaşan bu stresin ise sonraki depremleri teşvik ettiği görülmüştür. Ana deprem sonrası görülen bu depremlere “artçı şok” denmektedir. Artçı depremler ana depremden sonra çok kez meydana gelmektedir. İlk günden itibaren ise artçı depreme ilişkin bu sayıda azalma meydana gelmiştir. Ayrıca bununla birlikte gün geçtikçe artçı depremlerin büyüklüğünde de ise Omori Yasasına uygun olarak azalma görülmektedir. Yaşanan büyük bir depremin ikinci büyük bir depremi tetikleyebileceği unutulmamalı ve bu konuda gerekli tedbirler alınmalıdır.

B


ir bölgede beklenen büyük bir depremin büyüklük tahmini hastanelerin yapısı adına çok önemlidir. Hastane tipi yapıların depreme karşı direnç göstermeleri temelinde deprem kodlarının, deprem yönetmeliklerinin, yapı standartlarının güncelliği çok önemli. Deprem kodundaki güncellemeler başta hastane olmak üzere binaların yapımında eksik kalan kısımları tamamlar. Binaların yeni veya eski olmasından daha önemli olan binaların gerçekte olacak depremin neden olacağı zeminde ve yapıda ki kuvveti karşılayıp karşılayamayacak şekilde yapılıp yapılmadığıdır. Olive Viewhastanesi yeni yapılmış bir bina olarak 1971 depremi olmadan çok kısa süre öncesinde açıldıktan bir ay sonra öngörüsü önceden yapılamayan yakın mesafedeki bir depremin neden olduğu, beklenenin üstünde zeminde meydana getirmiş olduğu maksimum yer ivmesiyle binada neden olduğu kuvvete karşı koyamadığı için çok büyük hasara uğraması en önemli küresel örnektir. Sonrasında deprem kodunda yapılan güncellemeler ile Olive View hastanesi yeniden yapılmış ve güçlendirilmiştir, 1994 yılında North Ridge depreminde büyük hasar almamıştır. 

Eski deprem kodlarını göre yapılmış hastanelerdeki çalışmalara ilişkin en önemli örneklerin başında IPKB tarafından yapılan çalışmalar gelmektedir. Bu kapsamda 1991 yılında eski deprem koduna göre yapılmış Marmara Üniversitesi Prof.Dr. AsafAtaseven Hastanesi kapsamında” Sismik İzolatörlü” sistemle yapılan güçlendirme önemli bir referanstır. Benzer çalışmaların, diğer illerde ki hastaneler içinde yapılması depreme karşı eski hastanelerin güçlendirilmesi açısından çok önemli bir dönüşüm olur. 

Deprem kodlarının güncel olması ile ilgili olarak en temel parametre deprem tehlikesinin en doğru şekilde tanımlanmasıdır. Deprem tehlikesi, beklenen depremin büyüklüğü ve depremin hastane tipi yapıların oturmuş olduğu zeminde neden olacak en büyük yer ivmesidir. Mmax olarak bilinen beklenen en büyük deprem tehlikesinin tespiti için tarihsel ve aletsel dönemdeki verilerin tam ve kapsamlı araştırılması. Tarihsel dönemde olan depremlerin olmuş olduğu alanlar boyunca depremi meydana getirmiş olan fay kırıkları boyunca kazı yapılarak palesismoloji çalışmaları ile “faya özel deprem geçmişinin” araştırılması ile büyük depremlerin tekrarlanma süresinin güncellenmesi. Bununla ilgili olarak kazı sismolojisi “paleosismoloji” ile tarihsel kayıtlarda görülmeyen geçmişte olan büyük depremlerin tarihlerinin tespiti ile Kanada Deprem Servisi tarafında 2020 yılında, deprem tekrarlanmasına bağlı olarak deprem olasılığında düzeltme yapılmıştır.


G

elişmiş ülkeler sınıflandırılmasında yer alan Japonya, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre, İngiltere ve Amerika gibi ülkeler olurken, gelişmekte olan ülkeler ise Arjantin, Çin, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Hindistan, Rusya ve Türkiye gibi ülkeler olmuştur. Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında birçok yönden farklar mevcuttur. Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük ekonomik koşullar, daha düşük refah düzeyi, daha düşük yaşam standartı ve tam olarak gelişememiş bir sanayi altyapısı mevcuttur.  Ayrıca bir ülkenin gelişmişliğini gösteren en önemli özelliklerinden birisi de insani gelişme endeksidir.  Bu endeks; ülkelerin vatandaşlarının hayat beklentilerinin, eğitim düzeylerinin, ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin ortalama olarak hesaplanması ve ardından bu çıkan sonuca göre ülkelerin sıralamaya konulması sonucunda oluşturulur. Gelişmekte olan ülkeler sınıflandırmasında yer alan ülkeler, çoğunlukla kendi kendine yetemeyen ve ithalat ve ihracat hacimlerini artırmaya çalışan ülkelerdir. Bunlara ek olarak en önemli farklılıklardan biri de deprem ve diğer afetlerden etkilenme düzeyidir. 

Afetlerden etkilenme düzeyini belirleyen bu fark “Sürdürülebilir Kalkınmanın Afetle İmtihanı” grafiğinde görülmektedir.  Gelişmekte olan ülkelerdeki eğitim faaliyetlerini yükselterek ve yayarak bu fark en aza indirilebilir. Topluma verilecek eğitim haricinde bu farkı azaltmak için yapılarda da sismik izolatör sisteminden de faydalanılabilir. Sismik izolatörlere “deprem izolatörü” de denir. Bu izolatörler depremlerin binaya uyguladığı yüklerin azaltılmasını sağlamaktadır ve deprem meydana gelirken aktarılan kuvvetin çoğu kısmını sönümleyerek binaların deprem kuvvetlerine karşı izole edilmesini sağlamaktadır. Deprem izolatörleri sayesinde depreme dayanıklı binalar üretilmektedir. Bu sistem depremin etkilerini, depremin binalara verdiği hasarı minimum seviyeye indirmeyi amaçlar. Böylelikle binalar en az hasarla ya da hasar almadan depremi atlatabilir. Binaların hasar alması sonucunda meydana gelecek can kayıplarını önler. Bu nedenle hayati önem taşıyan bir sistemdir. 

Depreme karşı en kestirme ve güvenli yol binaların dönüşümüne temelden başlamaktır. Sismik izolatörden faydalanarak binaların temellerinin depreme karşı dayanıklılığını %80 e kseltmek, yani temelden depreme dirençlilik kazandırmak için gerekli olan ilave bütçe sadece %3 tür.  Büyük deprem bekleyen ülkelerde 2023 yılına özel yapılması gereken ilk iş “bütün binalar sismik izolatörlü yapılacaktır” kararının alınması ve izolatörsüz yapılaşmanın yasaklanmasıdır.

Y

apılacak yapıların depreme karşı dayanıklı yapılması, kanunlara bunun zorunlu hale getirilmesi ve bu yapılar yapılırken ve yapıldıktan sonra da denetlenmesi, tüm deprem kuşağında ki ülkelerin toplumları için alması gereken en önemli önlemlerdir. Eğitim ve bilinç düzey arttıkça da, teknoloji ve bilimin gelişmesi ile birlikte gelecekte yaşanabilecek felaketler için bugünden önlem almanın ne kadar önemli olduğu da anlaşılır olmuştur. Büyük deprem felaketlerinden sonra yaşanan can kayıpları toplumları korumanın ve yapıların sağlam yapmanın daha az maliyetli olduğunu göstermiştir. 

Örneğin İnsanlara verilen değer daha çok arttıkça sismik izolatör maliyetli” olmasına rağmen hem can kaybını büyük ölçekte azalttığı hem de deprem sonrası oluşacak hasar maliyetini en aza indirerek kâr sağladığı için bilinçli toplumların tercih sebebi olmuştur, ayrıca deprem kuşağında olsun yada olmasın yapılacak olan yapıların bulunduğu bölgelerde deprem kodlarının yenilenmesinin de bu konuda ne kadar önemli olduğu her geçen gün daha çok anlaşılmıştır. Yaşanan büyük tecrübeler sonucunda bilinçli olan toplumların ortak paydasını “yapılarını sağlam yap sevdiklerini koru” ilkesi temel oluşmuştur.

Anahtar kelimeler : sismik izolatör , deprem , dilatasyon

 Resim1 https://www.milliyet.com.tr/egitim/haritalar/dunya-deprem-haritasi-dunyadaki-deprem-bolgeleri-ulkeleri-ve-merkez-usleri-6306581

Resim2 https://www.asteknik.com/tr/urunler/asprofil_dilatasyon_sistemleri

Resim3 https://www.memurlar.net/haber/910992/kandilli-rasathanesi-turkiye-de-500-den-fazla-aktif-fay-var.html

Resim4 https://www.trthaber.com/haber/gundem/sismik-izolator-nedir-sismik-izolator-sistemi-nasil-calisir-sismik-izolator-maliyeti-457563.html

Resim5 https://www.youtube.com/watch?v=8HZLYbj1c8I

Resim6 https://www.ustalarimiz.com/blogdetay-deprem-gercegi-ve-su-yalitiminin-onemi

 

 

 

No comments:

Post a Comment

Ders 01: Haftanın Ödevi

ÖDEV