Deprem sebep mi yoksa sonuç mu?



D

eprem ülkelerinde ve bu ülkelerde yer alan hastanelerde deprem anında bir çok sorun çıkabiliyor. Bu sorunlar yalnızca deprem anında olmayıp etkisini uzunca bir süre devam ettirebiliyor. Bu sorunlar yerin yapısı ile ilgili sorunlar olabilir, binaların yapısı ile ilgili sorunlar olabilir ve aynı zamanda deprem anında deprem bölgesinde bulunan insanların bilinçsizlikleri ve o andaki stres, heyecan ve daha birçok duyguyu kontrol edememesi birçok sorunu beraberinde getirebilir. 

Depremde yerin yapısı hakkındaki sorulardan bahsetmek gerekirse: Arazinin dengesizliği, arazinin sağlam olmayışı ve arazinin bulunduğu zeminin yumuşak olması başlıca sebepler arasındadır. Depremde binaların yapısı hakkındaki sorunlardan bahsetmek gerekirse: Binaların yapılış anında kullanılan malzemelerin kalitesiz oluşu ve yine binaların yapılış anında kullanılan malzemelerden kar etmek için eksik malzeme kullanımı ve bina yapılacak yerlerin sağlamlığının iyi analiz edilmemiş olması başlıca sebepler arasındadır. 

Deprem anında deprem bölgesinde bulunan insanların duygularını kontrol edemeyip yanlış hareketler yapmasına gelir isek, bu durumdan kurtulmak için çarelerden bir tanesi de insanları bilinçlendirmektir. Yine de bu riskler olmasına rağmen, başta Japonya gelmek üzere birçok ülkede bu riskler minimuma indirilmiştir ve bu sayede de can ve mal kayıpları da minimumda tutulmuştur.


J

aponya’da büyük şiddetlerde ve sık sık deprem meydana gelmektedir ama bu durumda olmasına rağmen Japonya’da ciddi can ve mal kayıplarını neredeyse hiç görememekteyiz. Bunun başlıca sebeplerinden bir tanesi Japonya’da deprem riskinin azaltılması için alınan önlemlerde görmekteyiz. Bu önlemlerden bazıları şunlardır: Binalar yapılırken sismik izolasyon yapı standartlarına uygun binaların yapılması ve yapılacak binaların sadece depreme dayanıklı olanlarına izin verilmesi başlıca sebepler arasındadır. Ama bu durumlar deprem olmamasına değil deprem olması durumunda can ve mal kaybını minimuma indirmek için gerekli olan şeylerdir. Peki olası deprem durumundan sonra Japonya’da bulunan hastanelerin hasar durumuna gelir isek; neredeyse hiç hasar yok diyebiliriz. Çünkü zaten binalar daha yapılma aşamasındayken birçok prosedürden geçiyorlar ve ona göre yapılıyorlar ama yine de deprem anında binalar sallanıyor. Ama binaların sallanmasına rağmen orada bulunan insanların tecrübeleri ve paniklememesi büyük önem arz etmektedir. Peki buna rağmen Japonya’da deprem anında binalar hasar almıyor mu? Tabiiki de alıyorlar. Örnek vermek gerekirse: Japonya’nın kuzeydoğusundaki 17 Mart 2022 Tohoku yerleşim bölgesinde yaşanan 7,4 büyüklüğündeki ve 60 metre derinlikteki depremde 3 kişi hayatını kaybetti. Bu depreminde sebebinin Pasifik levhasının Honşu’nun altındaki levhanın altına girerek büyük bir enerji açığa çıkarması olarak düşünülmektedir. Peki ya Japonya’da bunca depreme ve doğal afete rağmen tercih edilen yapı tipleri neler diye baktığımızda ise sismik izolatörlü binaların tercih edildiğini görüyoruz. Bu yapı tipine sahip olan binalara baktığımızda hem katı hem de esnek yapıları vardır. Katı yapıları sert bir şekilde yapılmışlardır. Böylece olası deprem sonucunda binanın çökmesi engellenebilsin. Esnek yapıları ise sismik dalgalanmalar sonucunda binanın sallanmasına karşı eğilip bükülebilen ve aynı zamanda ise binanın temel yapısını oluşturan kısmıdır. Peki ya hastaneleri güçlendirmek için kullanılan yapılara ve güçlendirme çalışmalarına baktığımız zaman ise genel olarak yine sismik izolatörlü sistemlerin kullanıldığını görüyoruz. Ama deprem ve diğer doğal afetler için alınan önlemlerde yalnızca bina yapısı değil aynı zamanda da yerin jeofizik yapısı önemli bir etkendir. Bina yapılacak zeminin jeofizik verilere göre sağlam seçilmesi, zeminin fay hatları üzerinde olmaması bu duruma verilebilecek başlıca örneklerdendir.

T

ürkiye’de de aynı Japonya’daki depremler için alınan önlemler gibi birçok bina için önlem alınmıştır ama bu binalar için alınan önlemlerin yanında daha birçok binada önlem alınmamıştır. Çünkü şu an ayakta olan binaların bir çoğu eski zamanlarda yapıldığı için tekrardan bir izolasyon çalışması yapılmamıştır. Ama sorun sadece izolasyonlu binaların olmaması değil. Daha birçok sorun mevcuttur. Bu sorunlardan en önemlisi ise yapılacak olan binanın yapılması planlanan zeminin jeofizik özelliklerinin dikkate alınmamasıdır. Çünkü biz binayı ne kadar sağlam yaparsak yapalım eğer binanın bulunduğu zeminde bir sorun varsa o bina deprem anında yıkılabilir. Yani bu da demektir ki binayı daha yapmadan önce bizler için en önemli olan şey zeminin jeofizik kapasitesi ve bir başka anlamda kalitesidir. 

Bu kaliteden kasıt ise zeminin, TDBY 2018 yönetmeliğine göre Jeofizik Vs30 sınıflamasına göre yumuşaklık ve sertlik durumudur. Zemin ne çok yumuşak ne de çok sert olmalıdır. Eğer çok yumuşak olursa zaten o zemine hiçbir binanın temeli atılamaz. Diğer yandan da çok sert olursa deprem anında zemin sarsılamayacağından direkt kırılmayacaktır ve o bölgede bulunan binalarda bu zemin kırılmasından etkilenmeyeceklerdir. Yani burdan da anlaşılacağı üzere yapılacak olan binanın zemini sallanma payı olacak bir sertlikte esnek olmalıdır. Diğer önemli olan unsurlardan biri ise yapılacak olan binada kullanılacak olan malzemenin kalitesidir. Yani yapılacak olan binada kalitesiz malzeme kullanımı o an başımıza dert olmasa bile ilerleyen zamanda elbet dert oluşturacaktır. 

Bu kullanılacak olan malzeme konusundan devam edersek sadece malzeme kalitesi de değil, eksik malzeme kullanmamak da bir o kadar önemlidir. Çünkü herhangi bir temel taşın binada olmaması deprem anında direkt sorun demektir. Ama sadece binalarda bunları doğru ve güzel bir şekilde yapıp bırakmamak da gerekiyor aynı zamanda da yapılan binaların belirli aralıklarda kontrol edilmesi gerekiyor. İşte asıl o zaman gerçekten depremden korunmuş oluruz. Bu anlatılan; bina yapılacak olan zeminin doğru seçilmesi veya zeminin güçlendirilmesi, yapılacak olan binada kullanılan malzemenin kalitesi ve eksiksiz olarak en güncel standartlara uygunluğu ve denetimli kullanılması, bir de belirli aralıklarla binanın kontrolünün yaptırılması başta deprem olmak üzere birçok doğal afet sonucunda oluşan olası can ve mal kayıpları minimuma indirgeyebilir.

D

epremden ve diğer doğal afetlerden korunmak için ikinci paragrafta anlatılanları yapmak tabii ki de önemlidir. Ancak sadece bunları yapmak yetmez. Olası deprem anında depremi yerinde yaşayanların da yapıp yapmaması gereken şeyler vardır. Önce yapılmaması gereken şeylere baktığımızda ise başta paniklemeyip duygularını kontrol edilmesi gerektiğini görüyoruz. Yani bu demektir ki deprem anında kişi paniğe kapılmamalı, heyecanına yenik düşüp yapmaması gereken şeyleri yapmamalı ve korkuya kapılmamalıdır. Deprem anında kişinin sakinliğini koruması gerekir çünkü o an vereceği kararların doğruluğu ilerleyen zamanda neler olacağını belirleyeceği için oldukça önemlidir. Ama deprem anında verilecek kararlar ve yapılması gerekenler o an kararlaştırılmış şeyler  değillerdir.

Deprem anında başlıca yapılmaması gereken şeyler vardır. Mesela; deprem anında ayakta bulunmamalıyız çünkü ayakta bulunmak daha fazla yaralanmamıza sebep olabilir, deprem anında dışarıya hiçbir yoldan - merdiven ve asansör gibi - çıkmaya çalışmamalıyız onun yerinde bulunduğumuz ortamda olan sabit bir eşyanın yanına cenin pozisyonunda yere yan yatıp hayat üçgeni oluşturarak ve ellerimiz ile kafamızı koruyacak şekilde durmalıyız. Ama sabit bir eşya derken o eşyanın dayanıklılığı da önemlidir çünkü deprem anında sabit olsa da yanında bulunmamamız gereken eşyalar vardır. 

Bu eşyalar başlıca kapı boşluklarıdır çünkü kapı boşluğunda durursak kapının üstüne bulunan kirişin kırılması ya da bir şekilde düşmesi kişinin kafasından darbe alıp hayati fonksiyonlarında sıkıntı oluşturmasına sebep olabilir. Ama bunlar deprem anında yapılması gereken şeylerdir. Depremden önce yapmamız gereken şeylere geldiğimizde ise; yıkılması muhtemel eşyaları duvara sabitleyerek deprem anında düşmesine engel olmalıyız çünkü eğer eşyaları sabitlemezsek düşüp bir tarafımızı yaralayabilir ya da çıkış yolumuzu kapatabilir bu da bizi depremden sonrası için zor duruma sokar. 

Depremden önce yapılması gereken bir diğer önemli şey ise ev eşyalarını pencerelerden uzak tutmaktır. Bir diğeri ise kapaksız olan dolaplarda bulunan eşyaların deprem anında sarsıntılarla düşmemesi için dolapların önüne eşyaların düşmesine izin vermeyecek ince uzun bir tahta olmalıdır. Bunları yaptığımızda bir de binamız depreme dayanıklı ise hayatta kalma ihtimalimiz büyük bir oranda artar.


D

epremden korunmak için neler yapmalıyız, deprem anında neleri yapıp neleri yapmamalıyız bunlardan bahsettik ve anladık ki deprem için birçok geliştirilen yapı var ve deprem için birçok sorun bulunuyor. Tabiiki bu sorunlara çözümler de mevcuttur. Özellikle İstanbul Proje Koordinasyon Birimi’nin bu sorunlara yaklaşım ve çözümleri oldukça önem arz etmektedir. Bu çözümleri genel ve tek bir başlık altında toplamak istersek bu başlık: Depreme Karşı Yapısal Güçlendirme olurdu ve oldu da. İstanbul Proje Koordinasyon Birimi olası bir depreme karşı binaların nasıl ve ne şekilde sağlamlaştırılması gerektiğini açık ve anlaşılır bir şekilde bir PDF dosyası olarak paylaştı ve herkesin erişimine sundu. Bu kitabın içeriğine baktığımızda ise güçlendirmenin ne demek olduğu ve neden binalar için gerekli olduğu, güçlendirme yapılması için kullanılacak yöntemler ve güçlendirme uygulamasında karşılaşılan zorlukları yazmaktadır. Hatta bu güçlendirme yöntemi için eski yöntemlerden ziyade yeni teknolojilerin nerde ve nasıl kullanıldığını anlatan bir sayfa bile yer almaktadır. 

İstanbul Proje Koordinasyon Birimi’nin çalışması yalnızca bu değil daha birçok çalışması var ve bunların hepsi https://www.ipkb.gov.tr adresinde halka açık bir biçimde yani herkesin ulaşabileceği bir şekilde sunulmaktadır. Bu projelerden bir diğeri ise İSMEP projesidir. Bu projenin asıl amacı ise hastanelerin deprem sırasında bile sorunsuz çalışabilmesini sağlamaktır. Ve bu amaca binaen 115 adet hastane ve poliklinik binasına güçlendirme hatta yeniden yapılandırma yaptı. Bu yeniden yapılandırılan hastanelerin bazıları şunlardır: Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ümraniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’dir. Ve sadece hastaneleri yeniden yapılandırmakla kalmıyor ayrıca hastaneler için Uluslararası Yeşil Bina Kriterine ( LEED Gold Sertifikası ) uygun çalışmalar yaparak birçok şeye örnek olmaktadırlar. Bu aldıkları önlemler ve sertifikalar sayesinde kendi sitelerinde belirtmiş oldukları üzere ‘’ Deprem Sırasında Bile Operasyonlar Durmayacak’’ ilkesine bağlı olarak her geçen gün daha fazla kişiye yardım ediyorlar. İstanbul Proje Koordinasyon Birimi bu ve bunun gibi birçok örnek alınması gereken proje gerçekleştiriyorlar.

B

izler burada anlatılan birçok önlemi biliyoruz. Yani yapılacak olan binanın bulunacağı zeminin jeofizik direnç kapasitesi ve kalitesinin önemi, binanın yapılışında kullanılacak malzemenin mühendislik standartlarına uygun ve denetimli kalitesi, deprem olmadan evimizde yapmamız gereken şeyler, deprem anında neler yapmalıyız, depremden sonra neler yapmalıyız. Peki bunların hepsini yapmamıza rağmen depremde binaların yıkılması, can ve mal kayıplarının yaşanması her şey bitti mi demek oluyor, bunların olması bunun sonuç olduğu anlamına mı geliyor. Aslında hayır, tam zıttı olarak bunlar asalında birer sebep. Çünkü eğer olası depremde binaların yıkılması demek daha sağlam yapılabilir demektir. Yeterince sağlam yapılmamıştır veya doğru yere yapılmamıştır. Bunların hepsi ilerde neler yapmamız gerektiğini gösteren birer yol göstericilerdir bizler için. Yani depremde bir binanın yıkılması bize sonraki daha iyisini yapabilmemiz gerektiğini gösterir. Örnek vermek gerekirse 12 Kasım 1999 tarihinde Düzce ilimizde gerçekleşen 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti ve çok fazla can ve mal kaybı olmuştu. Ama biz bu depremi bir sonuç olarak görmedik aksine bir sebep olarak gördük ve yıkılan binaların yerini daha sağlamlarıyla değiştirdik. 23 Kasım 2022 tarihinde Düzce’de yakın büyüklükte bir deprem meydana geldi ve bizim zamanında aldığımız önlemler sayesinde oluşan can ve mal kayıpları minimuma indirildi. Yani tekrarlamak gerekirse deprem bir sebep değildir bir sonuçtur.

Anahtar kelimeler: Sismik izolatörler, Deprem için önlemler

Kaynakça:

  1.  Resim 1 
  2. Resim 2
  3. Resim 3 
  4. Resim 4
  5. Resim 5 
  6. Resim 6 
  7. Resim 7 
  8. Resim 8 
    1. Kaynak: https://www.ipkb.gov.tr/e-kutuphane/depreme-karsi-yapisal-guclendirme_51/
    2. Açıklama: İstanbul Proje Koordinasyon Birimi’nin yayımlamış olduğu PDF’inin kapak fotoğrafı

 

 

 


No comments:

Post a Comment

Ders 01: Haftanın Ödevi

ÖDEV