HASTANELERDE GÜVENLİ BİR ORTAM SAĞLAMAK VE DEPREM RİSKLERİNİ AZALTMAK İÇİN ALINAN MUCİZEVİ ÖNLEMLERİ MERAK ETMİŞ MİYDİNİZ?
D |
eprem sonrasında en fazla ihtiyaç duyulan kurumların başında hastaneler gelir. Hastanelerin yapısal sorunlardan mümkün olduğunca arındırılmış olması ve yapısal hasarlar nedeniyle işlevselliğini yitirmesi gerekirken, geçmişte yaşanan büyük depremlerde yapısal olmayan zararlar nedeniyle de afetlerde kullanılamaz hale geldikleri görülmüştür. Hastanelerde yapısal olmayan elemanların sayıları oldukça fazladır. Özellikle büyük tıbbi cihazlar, cam eşyalar, cam dolaplar, hasta yatakları, ilaç askıları, ecza dolapları, laboratuvar malzemeleri, tezgâh üstündeki cam eşyalar, mikroskoplar yapısal olmayan elemanları oluşturur. Deprem sırasında özellikle cam dolapların devrilmesi, serum gibi sıvı içeren eşyaların kırılması, ecza dolaplarının devrilmesi hem yaralanma oranlarını artıracak hem de tahliyeyi etkileyecektir. Hasta yataklarının tekerlekli olması deprem sırasında hareket etmelerine ve insanlara çarparak zarar vermelerine yol açabilecektir. Bütün bu riskler bir uzman denetiminde uygun malzeme ve yöntemlerle azaltılmalıdır. Ülkemiz topraklarının bir bölümünün deprem kuşağı üzerinde olması ve yıllarca bu topraklar üzerinde yaşanmış depremler, her an bir deprem gerçeğini yaşayabileceğimizi bizlere hatırlatmaktadır. Olası bir deprem sırasında hastanede veya herhangi bir sağlık kurumunda bulunabiliriz.
B |
ulunduğumuz yapı depreme ne kadar dayanıklı olursa olsun, kaçınılmaz olan gerçek, yapısal olan ve yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanabilecek risklerle karşılaşabileceğimizdir. Yapısal riskleri azaltmak için binaların yarattığı tehlikeleri azaltmalıyız. Kolonlar, betonlar veya demirlerin dayanamaması yapısal hasarlardır. Yapısal olmayan tehlikelerin azaltılması (YOTA) her türlü tıbbi cihazın sabitlenmesi (laboratuvardaki mikroskoplar, bilgisayar, televizyon, oksijen tüpleri vs) ile mümkün olabilir. Yapıya ait olmayan elemanları “Yapısal Olmayan Elemanlar” olarak ifade ederiz. Örneğin; 1999 Kocaeli depremindeki yaralanmaların %50’si, ölümlerin %3’ü yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanmıştır. Aynı zamanda 1994 yılında Amerika’daki Northridge depreminden sonra yapısal hasarı olmayan veya çok az olan 10 büyük hastane yapısal olmayan elemanların yarattığı hasarlardan dolayı tahliye edilmek ya da kapatılmak zorunda kalmıştır.
Japon yüksek mimar ve inşaat mühendisi Yoshinori Moriwaki ile yapılan ders özetleyip Japonya’daki hastanelerde alınan önlemleri yazacak olursak, Japonya’daki hastanelerde izolatör sistem kullanılıyor. Japonya yüksek binalara çelik ve beton koyuyor ama Türkiye’de çelik çok pahalı. Normal binalarda ise ahşap daha çok kullanılıyor. Yani Türkiye’de çelik gibi sağlam bina olmaması nedeni çelik fiyatlarının yüksek olması, Japonya’da ise çelik fiyatı ucuz o yüzden binalar çelik gibi sağlamdır. Ormanların çok olması ise ahşapların çok kullanılmasına yol açıyor. 3 tane sismik izolatör var: Kurşun çekirdekli kauçuk izolatör, çelik çubuklu izolatör, kurşun izolatör. Zeminin sağlığına göre tercih ediliyor, yani zemin iyiyse daha hafif olan sismik izolatörü kullanıyoruz (örn. Bilya sistemi). Güçlendirme yapmak her zaman daha pahalıdır o zaman komple yıkıp baştan yapılmalıdır, tabii kaçak bina değilse. Zemin de kötüyse ve inşaat kötüyse güçlendirme yapmanın bir anlamı yoktur ve daha pahalı olur. Japonya’da yapı sağlığı izleme sistemi (structural health monitoring) hastanelerde sıkça kullanılıyor. Japonya’nın en önemli ayrılacalığı betonun içine çelik koymaları.
B |
u paragrafta mimar Serkan Akın ile yapılan ders videosunu referans alarak hastanelerdeki sorunları ve çözümleri tartışacağız. Kamu İhale Kanunu, Türkiye’de ihalelerin nasıl yapılacağını ve işlerin hangi şartlarda yürütüleceğini ortaya koyan kanundur. Kamu ihale kanunu 4734 ve 4735 sayılı kamu ihale kanunudur. Kamu adına yapılacak harcamaların her türlü hizmeti bu kanunla yürütülüyor. 4734-5 sayılı kanunun 2886’dan 1. Farkı firmanın ya da şahsın iş bitirme belgesi, 2. Farkı ihaleye çıkış yönetimi, 3. Farkı ise işin teklif verme şeklidir. Kamu ihale kanununda çok sık değişiklikler oldu çünkü Avrupa birliği uyum yasaları ve Avrupa’daki vergi, iş ve ahlaki mevzuatına göre olan ihale kanunu Türkiye’de maalesef ki işlerin adil ve ehliyetli kimselere verilme hususundaki problemleri çözemediği için bu kanun yaklaşık 190 kere değişti. Türkiye’de siyasetin finansmanın meselesi kamu kaynaklarının kullanılmasıyla gerçekleşmektedir. Bu yüzden de çok sık değişiyor. Büyük sıkıntı kamu kaynaklarını hangi politika argümanı yakın müteahhit işleyerek kullanacak sorusunun cevabı ihale kanununun içindedir. Devamında, betonarme kelimesinden bahsetmek isterim, betonarme beton ve çelik malzemelerinin birlikte kullanılmasıyla üretilen bir yapı malzemesidir. Ülkemizde yapı stokunun büyük bir bölümünü betonarme binalar oluşturmaktadır. Geçmiş depremler mevcut yapı stoku içindeki betonarme binaların olası bir deprem durumunda hasar görme riskinin yüksek olduğınu göstermiştir. Bunun başlıca nedenleri, binaların ehliyetsiz kişiler tarafından, kontrolsüz olarak, kötü malzemeyle imal edilmiş olması ve tasarımın doğru yapılmamasıdır. Mimarlıkta dilatasyon yüksek katlı ve oturma alanı geniş yapılar tasarlanırken, yapının oturduğu zemindeki farklılıklar ve sıcaklık değişimlerinden dolayı meydana gelen genişleme ve kısalma hareketlerinin yapıya zarar vermesini engellemek gayesiyle yapılarda bırakılan boşluklara verilen isimdir. Yanlış ve bilinçsiz dilatasyon olduğunda bina dayanamayacağı bir kuvvete maruz kalırsa kırılabilir. Depremden daha çok etkilenir. Ayrıca yapılar düşey ve yatay yüklere maruz kaldığında genişleme ve çatlaklar oluşur. Aynı zamanda sıcaklık arttığı veya azaldığı zaman binalarda gerilmeler oluşur. Yapılarda kullanılan malzemelerin ısı değişimleri birbirinden farklı olmaktadır. Her malzeme ısı değişimine göre büzüşebilir veya genişleyebilir. Betonarme yapılarda, yaz ve kış aylarının; gece ve gündüzün getirdiği tesirler nedeniyle sıcaklık ve ısı değişimleri meydana gelir. Bunun sonucunda yapılar genişleme ve kısalma eğilimi gösterir. 30-35 metreden sonra bina sıcaklık arttığında veya azaldığında (betonarme yapıları) röntre yapacağı için binayı ikiye bölmemiz gerekir. Yüksekliği farketmeksizin. Dilatasyon, yapıların doğru bir işlevde olması ve risklere karşı korunması için son derece gerekli bir işlemdir. Bir diğer önemli konu rutubet. Binanın içinde katmanlara giren nemin bina kenarlarında rutubet ve küfe neden olur. Çözümü ilk olarak dışarıdan ısı yalıtımı yapılmalıdır ve bina duvar katmanlarının kalınlaştırılması gerekmektedir.
İ |
stanbul proje koordinasyon birimi (IPKB) program koordinatörü yüksek inşaat mühendisi Levent Gerdan ile yapılan interaktif dersi referans alarak deprem sorunlarının çözümlerini konuşacağız. Öncelikle ISMEP projesinin ekonomik faydasına değinecek olursak, eğer afetten önce hazırlık için hiç para harcanmazsa, afetten sonra değişik senaryolar altında en az 6.6 veya 10.9₺ para harcamak zorunda kalınır. Dolayısıyla bu değişik senaryoların ortalaması alındığında afetten sonra ISMEP kapsamımda hazırlık amacıyla harcanan paranın çok daha yüklü bir miktarı ödenmek zorundadır. Bu durum ekonomik olarak çok büyük bir fayda sağlamaktadır. Kalkınma ve yatırım bankaları proje finansmanı sağlayarak sağladıkları finansman üzerinden faiz alırlar. Bunun dışında projeye teknik ve idari katkıda da bulunurlar. Başarılı bitirilen projeler aynı zamanda bu yabancı finansman kuruluşlarının da kredibilitesini ve prestijini artırır ve daha çok büyük projeye destek olmasını sağlar. Türkiye afet yönetimi konusunda 1999 depreminden sonra risk yönetimine geçmiş ve dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip ederek uygulamaya başlamıştır. Deprem konusunda Türkiye’de kanuni altyapı bakımından bir eksiklik yoktur. Plansız şehirleşme, inşaat denetim süreçleri, mimar mevzuatlarının eksik/yanlış uygulanması sorun teşkil etmiştir ve halen etmektedir. Türkiye’nin yüzölçümü olarak %66’sı nüfus olarak da %71’i deprem riski aldındadır. 24.500km aktif fay hattına sahiptir, dolayısıyla deprem sayısının çok olması bu istatistiksel değerlere göre normaldir. Ayrıca deprem sensör şebekelerinin genişlemesi ve duyarlılıklarının artması ölçülen deprem sayısının daha da artmasına yol açmıştır. Kısaca toprak kaymasına da değineyim, toprak kaymasını ağırlıklı olarak toprağın aldığı ve tuttuğu yağış miktarı, toprağın eğimi, üzerindeki bitki örtüsü, hava ve yüzey sıcaklığı gibi etkilerin belirli bir ölçüde bir araya gelmesi tetikler. Türkiye cumhuriyeti ve uluslararası imar ve kalkınma bankası arasında 18 Ekim 2005 tarihinde imzalanan 4784-TU no’lu ikraz anlaşmasıyla İSMEP projesine finansman sağlanmıştır. Kaynak sağlandıktan sonra, İPKB, İstanbul valiliği İstanbul il özel idaresi altında 1 Şubat 2006’da 19 kişiyle kurulmuştur ve mevcutta İPKB’de 47 kişi görev yapmaktadır. 30 Mart 2014 tarihinde büyükşehirlerde il özel idareleri kapatıldıktan sonra, İPKB İstanbul valiliğine bağlanmıştır. Şimdi derste mekanik taraflara geçiş yapacağımız için söz Hasan Akçaya verilir. İPKB yaptıkları hastaneler: Okmeydanı Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi, izolatör katı depremde kesintisiz olarak hizmet vermesi için, binalarımızda izolatör sistem kullanılır (kolonların arasında özel bir mekanizma var). Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, yeni adıyla Kartal Doktor Lütfi Kırdal Hastanesi şu an dünyada LEAD GOLD ve EDGE sertifikası almış en büyük ve tek hastane, dünyanın en önemli iki yeşil bina sertifikası alan bu hastane, bu anlamda literatüre girmiş bulunmakta. Hastanelerde gölgeleme faktörlü camlar tasarruf açısından çok yararlıdır. Tasarruf kriterleri: ısıtma kazanları, TRİJEN SİSTEMLERİ (doğalgazdan kendi enerjisini kendi üreten bir mekanizma), T5 ve LED aydınlatma armatürleri kullanılır. Atık sular toplanır ve bahçe sualama gibi uygulamalarda kullanılır. Sıkça sorulan bir soru; “EDGE nedir?” Cevabını verecek olursak, yeşil bina yeşil adını 1960’larda aldı, öncelikle doğayla bütünleşme anlamına gelmektedir, bir binanın doğayla ne kadar bütünleşmiş olduğunu anlatır. Devamında, LEAD GOLD sertifikası 4 kademeden oluşur. Dünyanın ilk Lead Platiniumu Türkmen lisesi olarak faaliyet göstermektedir ve Türkiye’dedir. 7 ana başlıkta incelenir; Sürdürülebilir Çevre ve Su verimliliği, Enerji ve Atmosfer, Malzeme ve Kaynaklar, iç hava kitlesi, tasarımda inovasyon, bölgesel önem. Şimdi inşaat süresinde alınan önlemlerden kısaca bahsedeceğim; atıkların yeraltına doğru akması engellenir, yeni kanalizasyon sistemleri yaratılır, özel tanklarda depolanır ve uygun şekilde bertaraf edilir. Son olarak, hastane kaynaklı LEGİONELLA bakterisine karşı alınan önlemleri anlatacağım; Türkiye’de ilk profesyonel Legionella koruma faktörleri Kartalda yapılmıştır. Aerosol şekilde yayılan bu hastalık hastanelerin ana risk faktörlerinden biridir. Önlemler durağan şekilde olan suyun harekete geçmesi ve derecenin 60 üzerine çıkmasıyla alınır. Özel sensörlü sistemler bu hareketsizliği yakalayarak harekete geçer.
S |
onuç olarak; yapısal olmayan elemanların çok ağır yaralanmalara ve maliyete neden olabileceğini anladık. Bunlardan kaynaklanan riskleri azaltmak için en etkili yol, bahsettiğimiz gibi, zarar görebilecek eşyaları tekniğine uygun bir şekilde sabitlemektir. Unutulmamalıdır ki, deprem sonrası karşılaşabileceğimiz olası afet zararlarını azaltmada, deprem öncesi yapılacak hazırlıkların en kolay ve en kazançlısı yapısal olmayan risklerin azaltılmasıdır. Konunun devamında bahsettiğimiz gibi Japonya’yı örnek almamız gereken bir çok konu vardır. Mesela, sismik izolatör sisteminin muhakkak her hastanede bulunması ve zeminin sağlıklı olup olmadığını kontrol etmek ama hiçbir şekilde kaçak bina olmamalıdır ki Japonya’da kaçak bina bulunmaz aynı gecekondu bulunmadığı gibi. Maliyeti önceden göz önüne alıp tüm önlemleri göz önüne alırsak sonrasında önlem almadan karşılaşacağımız hasarlardan hem daha az hasar alırız hem de depremin yaratacağı maliyeti ve masrafı daha aza indiririz ki tekrar güçlendirme yapmak zorunda kalmayız, hiçbir maliyet insan hayatından daha üstün olmamalı. Devam edecek olursak, bir diğer önemli konu dilatasyondur. Dilatasyonun amacı özetle, yapıyı daha küçük parçalara ayırmaktır. Sağlam ve başarılı bir yapı için mutlaka dilatasyon konusuna önem verilmelidir ki sıcaklık değişimlerine bağlı hareketler yapıya zarar vermesin. Son olarak İSMEP İstanbul’da yaptığı örnek vizyoner projeleriyle hem AFAD başkanlığa, bakanlıklara ve hem de yurtdışındaki kalkınma bankalarına örnek olmakta, yurtiçinden ve yurtdışından birçok ziyaretçi ağırlamaktadır. Hastanelerin yıkılması bir kader değildir.
No comments:
Post a Comment