ÖZET
B |
u yazıda depremlerin sadece anlık gerçekleşen dehşetli yer sarsılmalarından daha fazlası olduğunun bilincinde kişiler için depremler ve depremin verdiği zaiyatın sosyal ve ekonomik açıdan bakıldığı bir çalışmadır. Aynı zamanda ülkemizin birçok yönden; turizm, sanat, kültür, tarih, ekonomi gibi kıstaslarında önde gelen ilimiz İstanbul’u ve onu bekleyen deprem doğal afetinin ona verdiği ve verecek olduğu kayıplar açısından, uzman görüşleriyle metropolün geleceğinin yorumlandığı bir yazıdır.
ANAHTAR KELİMELER Deprem, İstanbul, hastane, hasar
GİRİŞ
Y |
erkabuğu
içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar
halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "deprem"
denir. Depremler tarihte, çağlar boyunca yeryüzünde yaşam bulan her canlı için
korkunç bir olaydır. Yeryüzünde hiçbir dil hiçbir kültür yoktur ki doğal
afetlerden habersiz olsun. Bu doğal afetlerin başında da deprem gelmektedir.
Depremler biyolojik pek çok yaratık için kötü sonuçlar doğuran, onların aç
kalmasına, barınacak yerlerinden olmasına, sevdiklerini kaybetmelerine, işlerini
kaybetmelerine hatta ve hatta kendi canlarını kaybetmelerine sebep olmaktadır.
Maalesef bugüne kadar depremlerden kesin ve net bir şekilde kurtulmanın veya
tam olarak hangi gün ve saatte gerçekleşeceğini hesaplamanın bir yolu
bulunamamıştır. Bu nedenle, depremlere engel olamıyorsak, alacağımız kaybı en
düşük seviyeye indirmeye çalışmamız gerekmektedir. Bu yazıda depremler ve
onların oluşturduğu negatif unsurlar hakkında yapılan araştırmalar ve
çözümlemelerin yorumlandığı ve bu yorumların sorular dahilinde seçilerek
sentezlendiği bir yazıdır.
DEPREMLERDE HASTANELER
D |
eprem ya da herhangi bir doğal afet meydana geldiğinde yaralılarımızı tedavi etmek adına başvurulan ilk yer hastanelerdir. Peki ya hastanelerin depreme ne kadar dayanıklı olduğunu nasıl bilebiliriz ya da hastanelerin depremden sağlam çıkmama ihtimalleri var mıdır? Sonuçta hastaneler de diğer beşeri mimarinin bir ürünüdür ve maalesef ki gerekli tedbirler ve doğru öngörülerle hesaplanamadan inşa edilen hastanelerin de diğer yapılar gibi depremden zarar alma ihtimalleri vardır. Örneğin 1971 Kaliforniya’da meydana gelen San Fernando Depremi’nde henüz kısa bir süre önce açılmış olmasına rağmen Olive View Hastanesi çok büyük hasar almış ve kullanılamaz hale gelmiştir. Hastanenin depremde kullanılamaz hale gelmesinin altında birden fazla neden yatmaktadır.
H |
er ülkenin yapı-inşa yönetmelikleri vardır ve hem kamu hem özel yapılar bu yönetmeliklere uygun yapılmaktadır. Bu konuda dünya üzerinde gözle görülür başarılara sahip Japonya’nın neleri farklı yaptığına bakıldığında; Japonya kanunlarına göre içinde insanların yaşayacağı bir binanın projelendirilmesi ve deprem performansının belirlenmesi için gereken hesaplamaları sadece Kençikuşi adı verilen mimarlar yapabiliyor. İnşaat mühendisleri ise yollar, tüneller, barajlar gibi büyük altyapı projelerinde hesaplamalar yapsa da Kençikuşi'lerin orada da sözü geçiyor, ilk başta onların şartnamesine bakılıyor. Bina sahibinin belirlediği inşaatı yapacak olanlar da bu hesaplamalara ve İnşaat Standartları Kanunu'na (DBYBHY-2007) harfiyen uymak zorunda. İnşaatın başlamasıyla birlikte ise yapı denetimden sorumlu kişiler hiçbir şekilde müsamaha göstermeden aralıklarla yapının şartname ve standartlara uygun
İstanbul’un Deprem Tarihi
İ |
stanbul’un depremler açısından ne kadar potansiyelli ve geçmişi kabarık bir kent olduğunu İstanbul Deprem kayıtlarının tarihlerinin araştırılmasından anlayabiliyoruz. Tarihe not düşülmüş kayıtlara bakılınca; araştırmalar kaydedilmiş ilk İstanbul depreminin 24 Ağustos 358 yılından gerçekleştiği görülmüş ve günümüze kadar düzenli periyodlarla kent deprem gerçeğiyle yüzleşmiştir. Tutulan kayıtlardan anlaşıldığına göre oldukça büyük bir deprem. O dönemde Bithynia eyaletinin merkezi olan Nikomedia’yı, yani İzmit’i yuttuğu ifade ediliyor. Trakya’yı da etkileyen deprem İstanbul’da yıkıma neden olmuş, Konstantin’in eşi Eusebia için yaptırdığı Pietas Kilisesi bu depremde yıkılmıştı. Enkaz altında kalanlar kadar deprem sonrası çıkan yangınlarda da ölen sayısı yüksekti. İstanbul bu depremin yaralarını yedi yılda sarabilmiştir. Hatta zaman zaman bu depremlerin akabinde tsunaminin de bunlara eşlik ettiği tarihi kayıtlarına not edildiği görülmüştür. 1509 İstanbul depremi tarihe geçmiş en
Neler Yapılmalı?
M |
.S. 358 ile 1900 yılları
arasında mevcut tarihsel dönem depremlerini gösterir kataloglara bakıldığında, İstanbul
ve yakın çevresinde yıkıcı büyüklükte 100'den 'fazla depremin meydana geldiği
görülür. Aletsel dönem olarak nitelenen 1900 yılından günümüze kadar geçen süre
içinde büyüklüğü 6'dan fazla olan 20'den fazla deprem meydana gelmiştir. Bu
depremler bölgeyi çeşitli şiddetlerde etkilemiştir, İstanbul ve çevresinde
oluşan depremler. Kuzey Anadolu Fayı'm n Marmara Denizi boyunca uzanan kolu
üzerindeki tektonik hareketlerle ilişkilidir. Bu durum göz önüne alındığında
gelecekte de İstanbul ve yakın çevresinde büyük depremler olabileceği
anlaşılmaktadır. Doğal afetler içinde depremler verdikleri zararlar (%60)
nedeniyle ön sırada yer alır. Ülkelerin ve kentlerin depreme hazırlıklı
olabilmeleri için olası depremlerin yerleri, derinlikleri, kente yakınlıkları
ve kentin zemin durumu dikkate alınarak yapılacak çok yönlü çalışmalar ve
çeşitli organizasyonlarla ortaya konmalıdır. Depremi önlemek ve deprem, oluş
zamanını önceden kestirmek teknolojinin bugün eriştiği düzeyde imkansız
olduğundan, can ve mal kayıplarını önlemek için yapılması gerekenler üzerinde
durulmalıdır., Deprem riskini azaltmak amacıyla ülke ve kentler bazında bir
eylem planı ortaya konmalıdır. Bu kapsamda deprem hasar senaryoları
hazırlanarak, riski azaltıcı önlemler alınmalı ve her kademedeki yöneticinin
elinde bulunan uygulaması veya uyması gereken kurallar yeniden düzenlenmelidir.
Bu meyanda, İstanbul şehri ve çevresi için sismik afet önleme/azaltma planının
temelini oluşturabilecek sismik mikro bölgeleme haritalarını derlemek, depreme
dayanıklı şehirleşme için yapı inşaatı tavsiyelerinde bulunmak ve ilgili
planlama teknikleri hakkında, etkin-teknik aktarımlar gereklidir. İstanbul
metropol, alanı için ayrıntıda şu çalışmalar yapılması elzemdir;
1) İstanbul'da
yürütülmekte olan afet önleme/azaltma planlamasının teknik temeli olan sismik
mikro bölgeleme çalışmalarının tamamlanması ve geliştirilmesi,
2) Bölgelerde yapılan
detaylı sismik mikro bölgeleme çalışması ve bina dayanıklılık değerlendirmesine
dayanarak, bina ve altyapıların hasarlarını şehir kapsamında önleme/azaltma
programı tavsiye edilmesi,
3) Arazi kullanım planı
ve depreme dayanıklılık kuralları, v.b. de dahil, İstanbul şehir planlamasında
göz önünde bulundurulacak afet önleme yollarının tavsiyesi,
4) Çalışma süresince planlama tekniklerinin teknolojilerinin Türk tarafı personeline aktarılması gibi…
Deprem Afet Yönetimi İçin İdari Yapılanma
A |
fet önleme kavramı ve arazi kullanımı imar kanununda yer almalıdır. Meydana gelebilecek bir depremde oluşacak hasarların en aza indirgenmesi için Afet ile ilişkili Yasalar afet öncesi her türlü hasar azaltma konularını içermelidir. Acil Yardım Yönetmeliği sivil toplum, örgütlerini ve afet bilgilendirmeleri ile ilgili halkla ilişkileri kapsamalıdır. Afet önleme konularında yalnızca İstanbul'u kapsayacak Özel Kanunlar hazırlanmalıdır.
Evlerimizi Depreme Hazırlamak
D |
eprem, Dünya’da özellikle
de aktif fay hatlarının bulunduğu ülkemizde kaçınılmaz felaketlerdendir. Engel
olamayacağımız afetlerde, afetleri ortadan kaldıramayacağımıza göre bu
afetlerden minimum zarar almayı hedeflemeliyiz. Depremdeki önemli unsurlardan birisi
de evdeki eşyalar ve eşyaların konum yerleşimidir. Bu doğrultuda; ‘ev
eşyalarımızı muhtemel bir depreme göre ev içinde nasıl konumlandırmalıyız?’
sorusunun cevabı da depremde hayat kurtarabilecek veya yaralanmaların önüne
geçebilecek cevapları barındırıyor. Binadan değil de eşyalardan kaynaklanacak
hasarlardan korunmak için günlük kullandığımız eşyalarımızın ev içerisine
yerleştirilmesinde aşağıda sayılan önlemleri almalıyız:
- Dolap üzerine konulan eşya ve büro malzemeleri
kayarak düşmelerini önlemek için plastik tutucu malzeme veya
yapıştırıcılarla sabitlenmelidir.
- Soba ve diğer ısıtıcılar sağlam malzemelerle
duvara veya yere sabitlenmelidir.
- Dolaplar ve devrilebilecek benzeri eşyalar
birbirine ve duvara sabitlenmelidir. Eğer sabitlenen eşya ve duvar arasında
boşluk kalıyorsa, çarpma etkisini düşürmek için araya bir dolgu malzemesi
konulmalıdır.
- Tavan ve duvara asılan avize, klima vb. cihazlar
bulundukları yere ağırlıklarını taşıyacak şekilde, duvar ve pencerelerden
yeterince uzağa ve kanca ile asılmalıdır.
- İçinde ağır eşyalar bulunan dolap kapakları
mekanik kilitler takılarak sıkıca kapalı kalmaları sağlanmalı.
- Tezgah üzerindeki kayabilecek beyaz eşyaların
altına metal profil koyarak bunların kayması önlenmelidir.
- Zehirli, patlayıcı, yanıcı maddeler düşmeyecek
bir konumda sabitlenmeli ve kırılmayacak bir şekilde depolanmalıdır. Bu
maddelerin üzerlerine fosforlu, belirleyici etiketler konulmalıdır.
- Rafların önüne elastik bant ya da tel
eklenebilir. Küçük nesneler ve şişeler, birbirlerine çarpmayacak ve devrilmeyecek
şekilde, kutuların içine yerleştirilmelidir.
- Gaz kaçağı ve yangına karşı, gaz vanası ve
elektrik sigortaları otomatik hale getirilmelidir.
- Binadan acilen çıkmak için kullanılacak
yollardaki tehlikeler ortadan kaldırılmalı, bu yollar işaretlenmeli,
çıkışı engelleyebilecek eşyalar çıkış yolu üzerinden kaldırılmalıdır.
- Geniş çıkış yolları oluşturulmalıdır. Dışa doğru
açılan kapılar kullanılmalı, acil çıkış kapıları kilitli olmamalıdır. Acil
çıkışlar aydınlatılmalıdır.
- Karyolalar pencerenin ve üzerine devrilebilecek
ağır dolapların yanına konulmamalı, karyolanın üzerinde ağır eşya olan raf
bulundurulmamalıdır.
- Tüm bireylerin katılımı ile (evde, iş yerinde,
apartmanda, okulda) “Afete hazırlık planları” yapılmalı, her altı ayda bir
bu plan gözden geçirilmelidir. Zaman zaman bu plana göre nasıl
davranılması gerektiğinin tatbikatları yapılmalıdır.
- Bir afet ve acil durumda eve ulaşılamayacak
durumlar için aile bireyleri ile iletişimin nasıl sağlanacağı, alternatif
buluşma yerleri ve bireylerin ulaşabileceği bölge dışı bağlantı kişisi
(ev, işyeri, okul içinde, dışında veya mahalle dışında) belirlenmelidir.
- Önemli evraklar (kimlik kartları, tapu, sigorta
belgeleri, sağlık karnesi, diplomalar, pasaport, banka cüzdanı vb.)
kopyaları hazırlanarak su geçirmeyecek bir şekilde saklanmalı, ayrıca bu
evrakların bir örneği de bölge dışı bağlantı kişisinde bulunmalıdır.
- Bina yönetimince önceden belirlenen, mesken veya iş yerinin özelliği ve büyüklüğüne göre uygun yangın söndürme cihazı mutlaka bulundurulmalı ve periyodik bakımları da yaptırılmalıdır. Bu cihazlar;
- Kolayca ulaşılabilecek bir yerde tutulmalıdır.
- Yeri herkes tarafından bilinmelidir.
- Duvara sıkıca sabitlenmelidir.
- Her yıl ilgili firma tarafından bakımı yapılmalıdır.
- Bir kez kullanıldıktan sonra mutlaka tekrar doldurulmalıdır.
S |
onuç olarak depremler özellikle de İstanbul şehri ve
sismik hareketler tarihi incelendiğinde; deprem ülkemiz ve metropolümüz için
kaçınılamaz bir gerçektir. Halk olarak bizi bekleyen ve her geçen gün bize
yaklaşan felakete karşı bir an önce aciliyetle ciddi önlemler almaya
başlamalıyız. Üstelik aldığımız ‘Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin bile kentin
deprem sorunun çözmede çok yetersiz kalacağını yapılan araştırmalar sonucu
görebilmekteyiz. Yapılar bazında kaliteyi arttıran bu proje aynı zamanda
bölgedeki orantısız nüfus artışına da sebep olmaktadır. Bu yüzden deprem
konusunda düğümleri çözebilecek ve tek başına yararlı olabilecek bir çalışma
değildir. Hala eski ve denetlenmemiş yapı stoğu çok fazla ve bu durum
felaketlerin başını çekecek gibi gözüküyor. Deprem sonrasında kullanılmak üzere
Doğal Afet Konteynerleri temin edilmeli. Özel yapı-inşaatlarında yapım
aşamasındayken denetimler arttırılmalı ve kentin altyapısı güçlendirilmelidir.
Ama tüm bu sorunlara sebep olacak faktörlerin başında da nüfus başı çekiyor.
Deprem sonrası, afet toplanma yerlerine ulaşım bile imkansız halde olacak.
İdareciler açısından birçok uzmanın da değindiği nüfus sorununun halledilmesi
gerekmektedir.
Halk olarak bize düşen ise bilinçli olmak. Bilinçli olmalıyız ki, yöneticilerden bu konularda ciddi atılımlar görebilelim. Bunu bir an önce yapmalı ve harekete geçmeliyiz. Unutmayalım deprem sinsidir; o bize haber vermez, biz ona karşı hep hazırlıklı olmalıyız.
https://depremzemin.ibb.istanbul/
Öncel, O. (2023,
Ocak). Japonya’da Hastanelerde Deprem Riski(video) Youtube https://www.youtube.com/watch?v=8HZLYbj1c8I&t=1019s
Sbs Yapı A.Ş, Tarihte
İstanbul Depremleri,..23.01.2023, http://www.sbsyapi.com/tarihte-istanbul-depremleri
T24 Gazetesi,
İstanbul’u Etkileyen Depremlerin Kronolojisi,..22.01.2023, https://t24.com.tr/haber/istanbul-un-deprem-tarihi-358-2019,1041003
Doç. Dr. Sepanta
Naimi, DHA röportajı,.. 16.05.2022, İstanbul, https://www.dha.com.tr/gundem/olasi-istanbul-depremine-karsi-alinmasi-gereken-7-onlem-2115938
Öncel, O. (2022,
Aralık).Yapılarda Deprem Riskinin Azaltılması Deprem Riski(video) Youtube https://www.youtube.com/watch?v=dslD1AGY-cg
Kıymış, İ. ‘Afetlerde
Güvenli Hastaneler ve Derecelendirilmesi’ GÜSBD 2019; 8(4): 424 –
437
Özmen, P. ‘Afetlerde Güvenli Hastaneler’ GÜSBD 2013;2(4)
Adem, e. s. e. n. "şehir yönetiminde toplam
kalite yönetimi ve doğal afet, deprem zararlarının azaltılması."
uluslararası erzincan sempozyumu: 77.
Özgen, Levin. "afet kayıplarının azaltılmasında
kentleşme ve yapılaşma kararlarının rolü."
No comments:
Post a Comment