earthquake awareness

GİRİŞ: Dünya’nın ilk zamanlarından beri yer küre hareket halindedir. Depremler yeryüzü şekillerini etkilemiş, değiştirmiş ve dönüştürmüştür. İlk insan formları için bu depremler pek bir tehdit oluşturmamıştır. Ama insanlar şehirleşmeye başladıktan sonra deprem konusunda çaresiz kalmışlardır. Çünkü nüfus yoğunluğunun belirli noktalarda toplanması ve yapıların ortaya çıkması şehirleşmeyle başlamıştır. Depremin insanları etkileme gücü arttıkça insanların depremle savaşı başlamıştır. İlk zamanlar elleri kolları bağlı olan insanlar depremlerden hasar aldıkça önlem alınması gerektiğinin farkına varmışlardır. Deprem hakkında bilgi birikimimiz arttıkça depremlerin hareketini incelememiz daha da kolaylaşmıştır. Fayların hareketini tahmin etmemiz sonucunda depreme karşı aldığımız önlemler çoğalmış ve çeşitlenmiştir.

Yerleşim alanlarını ve çevresini riskli konumdan çıkarabilmek için zemin iyileştirme çalışmaları yapılabilir. Zemin sağlam olmadığı sürece üzerine yapılan binaların sağlamlığı yeterli güvence vermez. Yıllar içinde yapılan çalışmalar sonucunda çeşitli zemin iyileştirme tekniği ortaya çıkmış ve doğrulanmıştır. Zemin iyileştirmesinde uygulanacak yöntemler iki esasta değerlendirilir: göçmeye veya aşırı şekil değiştirmeye maruz kalınmasını engelleyecek şekilde iyileştirmek ve sismik güçler nedeniyle aşırı boşluk suyu basıncını sönümlenmesini sağlamak amacıyla iyileştirmek. Öncelikle eldeki zemin iyi araştırılmalıdır. Araştırma sonucunda zemin sorunlu bulunursa yeni yer seçimine gidilmeye çalışılır. Yeni yer seçimi imkanlar dahilinde değilse zeminin dezavantajını engelleyecek şekilde yapı tasarımı yenilenebilir (Resim 1). Değişikliklere rağmen istenilen sonuç elde edilemediyse uygun olmayan zemin kazılarak atılır ve var olan kaya zemini iyileştirilir.

Depremlerin bir kaynağı vardır ve kırılan bir fayı vardır. Kırılmaya bağlı olarak deprem düzlemi boyunca bir enerji yayılımı vardır. Enerji yayılımı belli noktalarda büyük, belli noktalarda küçük şekilde ortaya çıkar. Enerjinin çok büyük şekilde çıktığı noktalara biz asperity denir. Depremin enerjisini büyüten alan demek o noktanın kırılması için daha fazla enerji kullanılan alan demektir. Bu bir noktada dirençle alakalıdır. Yani bir fay düzlemi boyunca direnç sabit değildir. Bir asperity olunca buna normal kırılma diyoruz. Deprem enerjisi dağılımı yerin çok altında deprem düzleminde fayın kırılma enerjisinin yayılımını gösterir. Bu enerji yeryüzüne dağılır ve insan faktörlerini etkiyen durum oluşur (Resim 2). Kötü olan zeminlerde depremin hızı küçülüyor, genliği artıyor, enerjisi büyüyor ve yıkım gelmiş oluyor. İyi olan zeminlerde deprem dalgası zaman harcamayıp hızlı bir şekilde zemini terk ediyor.

Yer küre levhalardan oluşur. Levhaların birbiriyle temas ettiği noktalarda gerilmeler oluşur, bu noktalara fay denir (Resim 3). Daha önce kırılmış fayların bir daha kırılmayacağını ifade edemeyiz. Ama hali hazırda kırılmış yani deprem oluşturmuş bir fayın yakın zamanda tekrar kırılması beklenmez. Çünkü fayın kırılarak enerjisini boşalttığı düşünülür. Örnekler ise her zaman bu durumun sağlanmadığını göstermektedir. 12 Kasım 1999’da merkez üssü Düzce olan 7.2 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmiştir. Maddi manevi ağır hasar alınmıştır. Düzce fayının batı bölümü 17 Ağustosta kırılmış ve bu depremle de doğu bölümü kırılmıştır. Bu deprem sonrasında insanlar Düzce’de uzun bir süre bir daha deprem olmayacağını düşünmüştür ve güvenli olduğuna kanaat getirmişlerdir. 23 Kasım 2022 tarihinde Düzce merkezli 6.1 büyüklüğünde oluşan deprem bu kanıları yerle bir etmiştir. Bu örnekten de yola çıkarak daha önce kırılmış olan fayların tekrar kırılabileceğini söyleyebiliriz.

Deprem riski UNESCO tanımına göre; sismik tehlike, hasar görebilirlik, etkilenme ve maliyetinçarpımından oluşur. Yani bir depremi riskli hale getiren pek çok bileşen vardır. Ülkeden ülkeye riskin değişmesi bir kenara aynı ülke içinde farklı bölgelerde bile değişebilmektedir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi bu noktada belirleyici faktörlerden biri olmaktadır çünkü risk tanımındaki maliyet ve hasar görebilirlik ile bağlantılıdır. Ülkenin gelişmişlik düzeyi ekonomiyi dolaylı olarak maliyetleri etkilemesinin yanında depreme olan bakış açısını da etkiler. Toplumun depreme karşı olan bakış açısıyla ekonomik etmenler, iç içedir. Örneğin Türkiye’de AFAD önderliğinde İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kılavuz niyetinde topluma sunulmuştur (Resim 4). İRAP, Türkiye’yi şehir bazında inceleyip risk durumlarını ortaya sermiştir. İnsanların zeminlerini ve binalarını iyileştirmek için bu programdan haberdar olması gerekir ki bu işin farkındalık ve bakış açısı kısmını oluşturur. Yeterli farkındalığa ulaştıktan sonra iyileştirme çalışmalarına belli bir bütçenin ayırılması gerekir; bu da işin maliyet kısmını oluşturur. Bu bilgilerden yola çıkarak ülkelerin gelişmişlik düzeyinin deprem riskini etkilediğini söyleyebiliriz.

Deprem riskini hesaplar iken doğru verilere ulaşmak önemli bir noktadır. Bu verilere ulaşmakta ve görünür kılmakta en önemli aracımız teknolojidir.  Türkiye’de bu konuda çalışan en önemli kurumlardan biri Kandilli Rasathanesidir. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Boğaziçi Üniversitesine bağlı bir eğitim kurumudur. Bu bilgiler depremle ilgili sismik tehlike verilerinden oluşur. İnsanların riske karşı önlem alması için sismik tehlike bilgisinin biçimlendirilmesi gerekir. Türkiye’de halkın deprem risk bilgilerine ulaşması için belli çalışmalar yapılmıştır. Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Müdürlüğü kapsamında yapılan depreme karşı binaların dönüştürülmesi çalışmaları yapılıyor. 2020 yılında başlayıp 2021 yılında sonuçlanan il bazında İRAP Projesi hayata geçirilmiştir. Belediye bünyelerinde ‘Deprem ve Zemin Müdürlükleri’ çalışmalar yapıyor. İstanbul (Resim 5) bu konuda tam bir örnek teşkil etmektedir. Mahalle mahalle; nerede, ne kadar hasarın ortaya çıkacağı halkın bilgisine sunulmuştur.

Yer küre sürekli hareket halindedir. Bu hareketlilik art arda yeni depremlerin oluşumuna yol açar ve deprem verilerimiz her daim yenilenir. Yeni veriler ışığında ülkelerin deprem yönetmelikleri belirli aralıklarla değişir ve her değişim deprem riskini biraz daha azaltır. Çünkü yapılan değişiklikler daha donanımla binalar yapılmasına, daha iyi zeminler seçilmesine önayak olur. Örneğin 1971 yılında son deprem yönetmeliğine göre yapılan Olive View Hastanesi, San Fernando depreminde ağır hasar almıştır (Resim 6). 1973’te yeni bilgiler ışığında deprem yönetmeliği değişmiş, ‘Hospital Seismic Safety Act’ yürürlüğe girmiştir. Daha sonra 1994’te San Fernando depremi büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmiş ve Olive View Hastanesi ayakta kalmıştır. Ayrıca Olive View ‘yeni bina sağlamdır, eski bina çürüktür’ bakış açısını da net bir şekilde çürütmektedir. 

Depremin yeryüzünde oluşturduğu maksimum ivmenin kuvvete dönüşebilmesi için bir kütleye ihtiyaç vardır. Bu bilgi göz önüne alınarak depremin şiddetin bahsedebilmek için öncelikle yeryüzünde etkilenecek beşeri unsurların olması gerekir diyebiliriz. Depremden etkilenmeyi en aza indirebilmek için belirli teknikler vardır ve bunların başında sismik izolatör gelir. Sismik izolatörleri en aktif gördüğümüz yerler şehir hastaneleridir (Resim 7). Şehir hastaneleri; şehrin merkezinden uzakta yapılan ve sismik izolatör sistemleri uygulanan binalardır. Bu da onların deprem şiddetini azaltır. Türkiye’de 2020 yılının Ocak ayında Elazığ’da gerçekleşen depremde, zemininde 872 adet sismik izolatör bulunan Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi deprem anında ve sonrasında tüm operasyonel işlemlerine devam etmiştir ve hasar almamıştır.

Depremin varlığının farkına varabilmek için hissetmek gerekiyor (Resim 8). Dünyanın bazı yerlerinde insanlar depremi hiç hissetmezken bazı yerlerinde deprem her gün ( Japonya, Endonezya vb.) hissedilir. Dünya haritasında sismik tehlikenin artmasıyla depremi hissetme oranı da artmaktadır. Birçok insan hayatına hiç deprem sarsıntısı hissetmeden devam eder. Bunun nedeni büyük depremlerin görece daha seyrek gerçekleşmesidir ve sık gerçekleşen küçük depremlerin kısa mesafeyi etkilemesidir. Depremi hissetme durumu pek çok faktöre bağlıdır: deprem anında bulunan ortamın sessizliği, yapıda olup olamama, duyu organlarının keskinliği gibi.

SONUÇ: Türkiye aktif fayların bulunduğu bir deprem ülkesidir. Deprem araştırmaları yapmada ve önlemler almada kurumlar seferber olmaktadır. Geriye toplumsal bir farkındalık oluşturmak kalmaktadır. İnsanların depremin vereceği maddi ve manevi hasardan korunmak için yapılacakları bilmesini sağlamak ve kamuoyu oluşturmak gerekir. Depremin vereceği hasardan korunmada zeminin sağlığının önemli olduğunu, sismik izolatörlerin varlığını bilmek gerekir. Deprem konusunda pek çok yanlış bilgi kol gezmektedir. Bu yanlış bilgilerin içinde bilinmesi gereken önemli konular göz ardı edilmektedir. Doğru ve güvenilir bilgilere ulaştığımız, bu konuda farkındalığımız olduğu sürece depremlerin yıkıcılığından da korkmayız.

Anahtar Kelimeler: Olive View Hastanesi, Sismik İzolatör, İRAP Projesi, Zemin İyileştirme, Deprem Riski

Şekil Açıklamaları ve Kaynakça:

Resim 1: Zemin iyileştirme çalışmasında taş kolon uygulaması

https://imb.cu.edu.tr/storage/Ders%20Notlar%C4%B1%20ve%20Yararl%C4%B1%20D%C3%B6k%C3%BCmanlar/Zemin%20%C4%B0yile%C5%9Ftirme%20Y%C3%B6ntemleri%202.pdf

Resim 2: Antakya ve yakın çevresinin zemin direnç haritası – Tek bir şehirde içinde dahi zemin direnç fark oluşmaktadır

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/691457

Resim 3: Faylanma teorisi ve fay çeşitleri

https://www.afad.gov.tr/fay-nedir-

Resim 4: İRAP Projesi dönüşüm modülleri

https://irap.afad.gov.tr/upload/Node/42062/files/IRAP_KILAVUZ_V11+4.pdf

Resim 5: İstanbul sosyal hasar görebilirlik haritası

https://depremzemin.ibb.istanbul/calismalarimiz/tamamlanmis-calismalar/istanbul-ili-genelinde-afetler-karsisinda-sosyal-hasar-gorebilirlik-arastirmasi/

Resim 6: Olive View Hastanesinin San Fernando depremi sonrası aldığı hasarın görseli

https://www.researchgate.net/figure/Olive-View-Medical-Center-after-the-San-Fernando-1971-earthquake-The-building-was-a_fig1_334046360

Resim 7: İSMEP Projesi kapsamında güçlendirilen Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Şehir Hastanesi sismik izolatör sistemi

https://www.ipkb.gov.tr/ismep-projesi-kapsaminda-guclendirilen-marmara-universitesi-pendik-basibuyuk-egitim-ve-arastirma-hastanesi-hizmete-acildi/

Resim 8: Deprem hisseden insanların küresel ölçekte incelenmesi

https://blogs.agu.org/tremblingearth/2017/04/11/who-feels-earthquakes/

 

 

 

 

No comments:

Post a Comment

Ders 01: Haftanın Ödevi

ÖDEV