BACKGROUND QUESTIONS ABOUT EARTHQUAKE


GİRİŞ:  Yer kabuğu içerideki kırılmalar nedeni ile ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzünü sarması olayına “deprem” denir. Bu sarsıntılar bazen çok hafif, bazen de çok şiddetli olabilir. Çok hafif depremler sadece özel aygıtlar tarafından fark edilebilir iken ; Şiddetli depremler büyük yapıların, kentlerin yerle bir olmasına yol açabilir. Gerçekleştiği bölgenin yerleşim durumuna , jeopolitik konumuna , yüzey direncine bağlı olarak çok büyük yıkımlara ve binlerce insanın yaşamının son bulmasına neden olabilir. Bu nedenle insanlık varoluştan itibaren diğer doğa olaylarında olduğu gibi deprem konusunda da sürekli olarak çalışmalar ve araştırmalar yapmış , kendilerini olası deprem durumlarında meydana gelebilecek olan kayıplardan korumak için uğraşmışlardır. Bu durumlar sonucundan insanların nerelerde daha güvenli yaşayabileceği, nasıl yapılarda barınmaları gerektiği gibi bir çok durumda deprem insan yaşamını yönlendirmiştir. Çünkü insanlar her zaman sonucunu bilmediklerini şeylerden korkmuştur. Bunlardan bir tanesi de depremdir; ne zaman, nerede , ne şiddette meydana geleceğini bilemedikleri için depremden korkmuşlardır. Ve bu korku neticesinde de depremin yerleşim yerlerini, yapılan binaları, seçmiş oldukları coğrafi konumları depremlerden en az hasarla kurtulabilecekleri şekilde tasarlamaya çalışmışlardır. Depremler hakkında akıllara ilk gelen ve daha çok sonrasında düşünebileceğimiz sorular üzerine sorulmuş ve araştırılmış konular yazının devamını oluşturmaktadır.

1-DEPREM SONRASI ZEMİN DİRENCİ

Depremi atlattığımızda veya bir bölgede deprem meydana geldiğini öğrendikten sonra aklımıza bazı sorular gelir bunlardan bir tanesi de deprem sonrası meydana gelen hasarın büyüklüğüdür. Bununla birlikte akıllara aynı bölgede tekrardan aynı büyüklükte bir deprem meydana gelirse oluşacak olan hasarın boyutunda bir değişim olur mu sorusu İlk başta akıllara gelmese bile aynı durum tekrar gerçekleşir ve meydana gelen yıkımın, hasarın boyutunda bir artış gözlemlenir ise o zaman önceki depremden sonra neden önlem alınmadı, bu durum bilinmiyor muydu soruları akıllara gelir ve bu yıkım farkının nedeni merak edilir. Evet bu durumun önüne geçilebilir. Önceki yaşanmış olan depremlerden ders alınıp yeterli önlemler alındığı sürece. Ancak depremden ders alınmamış ise aynı büyüklükte hatta daha küçük şiddette bir depremin bile meydana getirmiş olduğu yıkım fazla olabilir. Bunun nedenlerinden ilki zemin direncine bağlıdır.

Zemin direnci: zeminin kayma direnci, göçme oluşmadan karşı koyabileceği en büyük kayma gerilemesidir. Zemin direnci sürekli bir değişim halindedir ve sürekli izlenmesi gerekmektedir. Bu izlemlere bağlı olarak ta önlemler alınmalıdır. Zemin direnci değişikliğine karşı alınan önlemler yıkımın boyutunu değiştirir. 

Şekil 1.1

Şekil 1.1 de görüldüğü gibi zemin direnci fazla, oturmuş ve sağlam zeminler üzerine inşa edilmiş binalarda depremin daha az ve düşük şiddette hissedildiğini ancak sağlam olmayan zayıf pekişmiş zeminlerin üzerine inşa edilmiş binaların ise depremi daha çok hissettiğini görebilirsiniz.

Bir diğer neden ise yapıların direnç durumudur. Yapıların direnç durumunun izlenmesi olası yüksek veya düşük şiddetli depremlerin meydana gelmesi halinde oluşacak olan yıkım ve hasarın azaltılmasında büyük önem sarf etmektedir. Özet olarak bir deprem sonrasında meydana gelecek aynı büyüklükteki bir depremin şiddetinin azaltılması için zemin ve yapı dirençleri sürekli izlenip önlem alınmalıdır aksi takdirde bir deprem sonrası oluşan artçı depremler dahi daha büyük bir yıkıma neden olabilir.

2- DEPREM VE MEYDANA GETİRDİKLERİ KIRIKLAR

Bir depremin yüzeyde meydana getirdiği maksimum yer değiştirme büyüklüğü depremin derinliğine bağlıdır ve doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Bir depremin şiddeti ne kadar büyük ise yüzeyde meydana gelen kırığın boyutunun da o kadar büyük olması beklenir. Bu bilgilere sahip bir bireyin aklına yüzeyde meydana gelen kırıkların boyutunun sadece depremin meydana geldiği derinlik ile mi alakalı yoksa daha yüzeysel meydana gelen depremlerin de meydana getirdiği yüzeysel kırık boyları büyük olabilir mi soruları canlanacaktır. Öncelikle depremin yüzeyde meydana getirdiği kırıklar, sadece depremin derinliğine bağlı olarak değişim göstermez. Farklı jeopolitik konumlarda farklı yüzey dirençleri olacağı için meydana gelen depremlerin derinlikleri farklı olsa daha yüzey direnci daha düşük olan bölgelerde daha fazla yüzeysel yer değiştirme gözlemlenebilir. Bir diğer durum ise depremin meydana gelmiş olduğu kırıklar derinlerde kabukta meydana gelir ve kabuk içerisinde fay direnç yapısı farklı olabilir. Bu farkın nedeni ise yerin altındaki fiziki koşullardaki farklar olarak açıklanabilir. Buna bağlı olarak farklı fiziki koşullara sahip kabuklarda meydana gelen depremlerin sürtünme katsayıları farklı olabileceği için meydana gelen kırık boyları aynı olabilir. Sonuç olarak depremin yüzeyde meydana getirdiği kırıkların boyutu sadece depremin derinliğine bağlı olarak değişmez. Depremin meydana geldiği kabuğun sürtünme katsayısı ve meydana geldiği coğrafi konumun yüzey direncine bağlı olarak da değişim göstermektedir. Buna bağlı olarak farklı derinlikteki depremler yüzde aynı kırık boyutlarını meydana getirebilirler.

Şekil 2.1

Şekil 2.2


Şekil 2.1 de görüldüğü gibi zemini kaya gibi sert maddelerden oluşan bölgelerde meydana gelen kırıkların boyutu şekil 2.2 de daha az dayanıklılığa sahip ve görüldüğü üzere çoğunluğu toprak gibi maddelerden meydana gelen bölgelerden  daha az olmaktadır. Şekil 2.2 de meydana gelen kırığın boyutu ve genişliği şekil 2.1 den daha fazladır.

3-Yapısal hasar ve Dayanıklılık

 9 Şubat 1971 de San Fernando, Kaliforniya da meydana gelen deprem nedeniyle Olive view hastesi yapısal olarak büyük hasar almıştır. Bu hasar sonucunda alınan dersler neticesinde tekrardan inşa edilen Olive view hastanesi 1994 yılında tekrardan aynı büyüklükte meydana gelen depremden yapısal hasar almamayı başarmıştır. Yapısal hasar: Bir yapının veya yapı elemanının kullanımı sırasında standart veya tanımlanmış özelliklerini herhangi bir nedenden ötürü kısmen yitirmesi durumudur.  Bu bilgilere sahip bir bireyin aklına betonarme yapıların ömrünün normal şartlar altında kaç yıl olacağı sorusu ve binalarda herhangi bir yapısal sorun olmamasına karşın bir sonraki depremde hasar artabilir mi soruları gelecektir. İlk olarak binalar gibi büyük ölçekli projeler için beton, uygun şekilde kullanıldığı takdirde 100 yıla kadar dayanması bekleniyor. Ama sadece betona düzgün bakmak bir sonraki deprem için oluşacak olan hasarın önüne geçmekte yetersiz kalabilir. Bunun nedeni depreme bağlı zemin direncinin değişimi olacaktır. Zemin direnci sürekli olarak bir değişim halindedir. Özellikle suya doygun ve yer altı su seviyesinin yüksek olduğu alanlarda zemin direncinde bir azalma meydana gelebilir. Zemin direnci deprem sonrası yer altı su seviyesindeki değişime bağlı olarak ve zemin içinde gözeneklerinde mevcut su oranının artmasına bağlı olarak zayıflar ve deprem şiddetini arttırabilir.

Şekil 3.1 de görüldüğü gibi 1. Bina depreme dayanıklı 2. Bina ise depreme dayanıksız bir şekilde inşa edilmiştir. Dikey ok bize bina üzerinde etkili olan toplam yatay deprem kuvvetini yatay ok ise bize çatı yapısının tabana göre yatay hareketini vermektedir. Birinci bina 2. Binadan daha büyük bir yüksekliğe sahip olmasına , depremden daha fazla etkilenmesine rağmen almış olduğu yapısal hasar 2. Binadan çok daha azdır.

4- Deprem merkezine yakınlık ile yıkımın ilişkisi

23 Kasım 2022 tarihinde Düzce’de meydana gelen 6.1 büyüklüğünde bir depremin İstanbul’un bazı bölgelerinde Düzce’den daha şiddetli hissedildi bilgisini alan bir bireyin aklına şöyle bir soru gelecektir, depremin meydana geldiği bölgedeki yıkımın boyutu daha az iken depremin merkezine daha uzak bir bölgede yıkımın boyutu daha fazla olabilir mi merakına düşecektir. Yıkımın boyutu depremin merkezine daha uzak olan bir bölgede depremin merkezine daha yakın olan bir bölgeden daha fazla olabilir. Bunun nedenlerinden ilki depremin merkezine daha yakın olan bölgenin zemin direncinin depremin merkezine daha uzak olan bir bölgeden daha fazla olması olarak söylenebilir. Bir diğer neden olarak ise depremin merkezine yakın olan konumdaki yerleşim planı ve yapılaşmanın daha düzenli ve uygun olmasına karşın uzak olan bölgedeki yerleşim planı ve yapılaşmanın deprem için yeterli seviyede güvenli olmaması olarak söylenebilir. Sonuç olarak meydana gelen bir depremin merkezine daha yakın olan bölgelerde meydana gelen yıkımın boyutu merkeze daha uzak olan bölgelerden daha fazla olmak zorunda değildir.

SONUÇ Sonuç olarak depremlerin de diğer doğal afetler gibi önüne geçemeyeceğimiz önleyemeyeceğimizin farkına varmalı ve depremleri durdurmak yerine sürekli meydana gelen bu doğal afetlerden ders alarak geleceğimizi buna göre şekillendirmeliyiz. Yapılan yerleşim planlarının ve yapıların önceki depremlerden elde edilen sonuçlar neticesinde en kötüye karşı yapılması ve maksimum koruma minimum hasar ile atlatılmasi için çabalamalıyız. 

KAYNAKÇA

https://support.google.com/legal/answer/3463239?hl=tr

https://www.ayzelayz.com/2019/10/-ozeti-san-andreas-fay-san.html

https://images.app.goo.gl/Yj6nTVC5Aa714a9z8

https://evrimagaci.org/deprem-derinligi-depremler-ne-derinlikte-yasanir-deprem-derinliginin-siddete-etkisi-nedir-13415

https://docplayer.biz.tr/98280126-Geoteknik-deprem-muhendisligi-notlari.html

https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=http://www.betondafarkindalik.com/deprem-ve-betonun-onemi/&ved=2ahUKEwjBg-P3q_z7AhWVVvEDHWADBfgQFnoECAsQAQ&usg=AOvVaw2beJCfzQUdB9QWPIFwqTDa

https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://m.yeniakit.com.tr/amp/haber/1027749/yuzey-kirigi-ne-demek-yuzey-kirigi-depremi-nedir&ved=2ahUKEwiJxOGGrPz7AhUxVfEDHYCCD_cQFnoECA4QAQ&usg=AOvVaw27y7OLAzA-J9N5_JbO0LwW



No comments:

Post a Comment

Ders 01: Haftanın Ödevi

ÖDEV