Transcripts for Lecture 3

Lecture 3 

Class: Earthquake Mitigation for Hospitals

Topic: Deprem Riskine Genel Bakış


Bu dersin başında "Hoş geldiniz" diyor ve deprem riskini azaltma dersinin ikincisini yapmaya başlıyoruz. Özellikle hastanelerde deprem risklerini azaltmayı hedefliyoruz. Bu dersin başında deprem Birliği eğitimine başladık ve bu eğitimde özellikle üniversiteler tarafından hazırlanan "Deprem 101" eğitimini alıyoruz.

Haftalık olarak bu eğitimi yapıyoruz ve devam ediyoruz. Deprem eğitimi almanın gerekliliği hakkında konuşuyor ve hastanelerin deprem risklerini azaltma konusunda daha fazla bilgi gerektiğini vurguluyoruz.

Ayrıca, depremlerin farklı nedenlerle meydana geldiğini ve aktif bar sınırlarının etkili olduğunu açıklıyoruz. Dünyamızın plakaları hareket ettikçe bu depremlerin meydana geldiğini ve bu konuda daha fazla bilgi edinmeye ihtiyaç olduğunu vurguluyoruz.

Yeni maliyetleri ve yatırım stratejilerini incelemeye başlayalım. Depremlerin meydana geldiği farklı jeolojik yapıları ve etkilerini konuşacağız. Özellikle aktif fay hatları, göllerin ve ovaların oluşumunu nasıl etkilediğine odaklanacağız.

Bunun yanı sıra, depremlerin sonrasında meydana gelen yüzey hareketlerini ve bunların arazide nasıl gözlemlendiğini inceleyeceğiz. Özellikle yol ve altyapı sistemleri üzerindeki etkisini belirleyeceğiz. Bu hareketlerin yatay doğrultuda meydana gelmesi, altyapı sistemlerinin nasıl etkilendiğini ve bu etkilerin yol güzergahları üzerinde nasıl gözlemlendiğini tartışacağız.

Bu bilgiler, planlama ve tasarım süreçlerinde nasıl dikkate alınması gerektiği konusunda önemlidir. Bu nedenle, bu etkileri ve maliyetleri dikkate alarak uygun stratejilerin ve çözümlerin nasıl geliştirileceğini belirlemek esastır.

Etkileri açısından önemli bir deri ve etki olduğundan bahsettik. Genel olarak bu taraftan da virüs yapmış olduk, bugün de devam edeceğiz, bakalım neye devam ediyor. Evet, son örneğimiz ait değil. Rahat edilmiştik, deprem özellikle 12 Ocak 2010 yılında meydana gelen bir deprem saati meydana gelen 12 kilometre yerin altında meydana gelen bir deprem olduğu ile ilgili önündeki bilgiyi buradan okuyorum.

Deprem, yaklaşık 3 milyon kişiyi 18 Ocak 2010 tarihinde zeybeklerinde bu delilerin ya da bu bilgileri arttıran birinden bahsediyor. Özellikle başkentte büyük hasarlar meydana geldiği gibi sosyal bilgiler tabii ayrı bir benzeri ayrı kuruluşu destanlar merkezi gibi güveçte United State Amerikan servisi her depremden sonra bu şekilde postaneler vardır.

Tekrarlar yandı, bir katman çıkarsa bilgilendirmeye evet, hayır. Biraz daha yakından baktığımız zaman gayet evin nerede olduğunu ve biraz daha yakından göreyim.

Burada deprem meydana geliyor. Bu depremin odaklı olduğunu özellikle bu şekilde ise görüyorsunuz. Yatay bir odaklı olsun. Tabii ki, bu bir çözüm. Bu sözün bize ne gösteriyor. Doğru parçamız olduğunu gösteriyor. Bu alternatiflerden hangisinin gerçekten yüzeyde kırılmayı meydana getiren doku türleri ne yapabiliriz. Ne yapıyoruz, bunları belirliyoruz. Bakın, bu doğru özellikle depreminde ortaya çıkan sanat deprem onun elinde. Doğrudur. Bu şekilde bulabiliyorum. Evet, bu deprem burada beyinara geldi aslında. Görüldüğü üzere, bu doğru özellikle depreminde ortaya çıkan sanat deprem onun elinde. Doğru, bu deprem meydana gelmesi oldu alan oldukça aktif bir alan olarak zaten eskiden üretiliyor ve bu kırmızı alanlarda görüyorsunuz bir deprem kuşağını bize gösteriyor ya da üstüne doğru ilerlemesi. Bu nedenle de farklı derinlikteki depremler buralarda meydana geliyor.

Depremler özellikle Türkiye'nin batısında, Anadolu bölgesinde sıkça meydana gelmektedir. Batı Anadolu, bu konuda oldukça aktif bir bölge olup özellikle Ege Bölgesi'ni etkilemektedir. Aynı şekilde Kıbrıs Köyü civarında da deprem aktiviteleri gözlemlenmektedir. Bu depremler bazen yüzeyde, bazen ise oldukça derinlerde meydana gelebilir.

Depremlerin meydana gelme sebepleri, alt yapıları ve sonuçları hakkında daha detaylı bilgi edinmek için sunumun bir sonraki slaytına geçildiğinde, bu olayların daha yakından incelenmesi gerekmektedir. Depremlerin kırma mekaniği ve oluş sebepleri, bölgedeki gerilimler ve yer kabuğundaki hareketlerle doğrudan ilişkilidir.

Bir depremin epicenteri, yani depremin yüzeydeki en şiddetli hissedildiği nokta, depremin gerçekte nerede meydana geldiği hakkında önemli bilgiler verir. Ancak bu bilgilerin yanı sıra, depremin derinliği, şiddeti ve oluş sebebi gibi faktörler de depremin neden olduğu hasarın ve sonuçların anlaşılmasında kritik öneme sahiptir.

Depremlerin sebep olduğu hasarlar, özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde, binlerce hatta yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olabilir. Ancak depremlerin meydana gelme sebeplerini ve bu olayların arkasındaki bilimsel gerçekleri anlamak, bu tür doğal afetlere karşı daha hazırlıklı olmamıza ve olası hasarları en aza indirmemize yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, aktif deprem bölgelerinde yaşanılan gerilimler ve bu gerilimlerin neden olduğu depremlerin dinamikleri, bölgenin jeolojik yapısını ve tarihsel deprem aktivitesini anlamak için kritik öneme sahiptir. Bu bilgiler, bölgedeki deprem riskini azaltma ve olası hasarları minimize etme çalışmalarında büyük bir rol oynamaktadır.

Gelinlerin değişimine dair gözlemlerimizde önemli bir farklılık olmadığını gözlemleyebiliriz. Ancak bu alanları daha yakından incelediğimizde, vektörlerin sunduğu bilgilerin neyi gösterdiği daha belirgin hale gelir. Vektörler, levhaların hareket yönünü, hızını ve aralarındaki farkı açıkça ifade eder.

Bununla birlikte, depremlerin oluşumunda levhaların hareketi önemlidir. Levhaların hareketi, depremlerin büyüklüğünü ve hızını etkiler. Deprem meydana geldiğinde, levhaların hareket hızı ve büyüklüğü, depremin nasıl bir süreçte meydana geldiğini belirler.

Depremlerin oluşumunda levhaların birbirlerine göre hareketi önemlidir. Levhaların hızlı hareketleri, enerjinin yüzeye ulaşmasına ve depremin meydana gelmesine neden olabilir. Ayrıca, bu ders sırasında USB verilerini kullanarak deprem kaynaklarını doğrulama fırsatımız oldu.

Dersin başında, önceki konuları özetledik ve ardından USB sistemi ile veri toplama sürecini inceledik. Depremin merkezini belirleme ve bu merkezin coğrafi trendini anlama konularına da değindik. Levhaların hareketlerinin ve bu hareketlerin depremler üzerindeki etkisinin altını çizdik. Özellikle, levhaların birbirlerine doğru hareketi sonucunda meydana gelen direncin kırılması ve bu kırılmanın depremlere yol açma mekanizmasını anlatmış olduk.

Dersin başında, depremlerin oluşum süreçleri hakkında gözlemlerimizi paylaştık. Gözlemlerimiz, vektörlerin fay hatlarının hareket yönünü ve hızını açıkça ifade ettiğini gösterdi.

Depremlerin meydana gelmesi, levhaların birbirlerine göre hareketlerinden kaynaklanır. Levhaların hızlı hareketleri, enerjinin yüzeye ulaşmasını tetikler ve depremlere yol açar. Depremin büyüklüğü ve hızı, levhaların bu hareketine bağlıdır.

Depremlerin oluşumunda, levhaların birbirlerine göre hareket etmeleri büyük bir öneme sahiptir. Bu hareketin sonucunda direncin kırılması ve depremlerin meydana gelmesi süreci açıklandı. Ayrıca, USB verileri kullanılarak deprem kaynaklarını doğrulama fırsatına sahip olduk.

Daha sonra dersin içeriğini özetledik ve USB sistemi ile veri toplama sürecini inceledik. Aynı zamanda depremin merkezini belirleme ve coğrafi konumunu anlama konularına da değindik. Levhaların birbirlerine göre hareketinin depremler üzerindeki etkisini vurguladık. Özellikle, levhaların hareketi sonucu direncin kırılması ve depremlerin meydana gelme mekanizması üzerinde durduk.

Son olarak, depremlerin etkileri ve enerji birikimleri hakkında konuştuk. Fay hatlarında farklı enerji birikimleri olduğunu ve bu enerjilerin santimetre olarak ölçüldüğünü belirttik. Bu enerji birikimlerinin gelecekteki depremleri nasıl etkileyebileceğini inceledik.

Bu dersin özeti, deprem oluşum süreçleri ve etkileri hakkında temel bilgileri içermektedir. Gelecek derslerde daha fazla detaya inerek bu konuları derinlemesine ele alacağız.

Bu dersimizde enerjinin hareketini ve enerjinin enerjiye etkisini inceleyeceğiz. Bu enerjinin hareketindeki yer değiştirmeyi ne kadar büyük olduğunu anlamamız için enerjinin toplam miktarını göz önünde bulunduruyoruz. Bu enerji miktarı, enerjinin toplandığı ya da toplam enerji miktarıyla belirlenir. Özellikle enerjiye bağlı yer değişimleri, ne kadar büyükse, bu enerji toplamını daha büyük gösterir. Ancak enerjinin tam olarak ne kadar toplandığını görmek için daha detaylı bir incelemeye ihtiyaç duyuyoruz.

Depremleri incelediğimizde, enerji kaynaklarına odaklanıyoruz. Enerji kaynakları depremlerden sonra değişim gösterir. Bu değişim, özellikle enerjinin toplandığı alanlarda belirgindir. Ayrıca, bu alanlarda enerjinin mavi renkle gösterilmesi önemlidir. Mavi renk, enerjinin azaldığını gösterirken, kırmızı renk enerjinin arttığını gösterir. Bu enerji değişimleri, deprem oluşumunu ve enerjinin hareketini belirleyen önemli faktörlerdir.

Depremler, yüzeyin altında bir enerji birikimi sonucu meydana gelir. Bu enerji birikimi, yer kabuğunda bir yırtılma veya kırılma şeklinde gerçekleşir. Depremin başlangıç noktası, bu kırılma veya yırtılmanın olduğu yerdir. Ancak, depremin tam olarak nerede ve ne zaman meydana geleceğini belirlemek zordur. Bu nedenle, depremlerin önceden tahmin edilmesi zordur.

Dünya genelinde birçok uzman, depremlerin etkilerini ve sonuçlarını incelemektedir. Bu uzmanlar, depremlerin meydana geldiği yerleri ve enerji kaynaklarını inceleyerek, depremlerin nedenlerini ve sonuçlarını belirlemeye çalışır. Bu çalışmalar, depremlerin neden olduğu zararları azaltmak ve insanları bu zararlardan korumak için önemlidir.

Sonuç olarak, enerjinin hareketi ve depremlerin oluşumu arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Depremler, enerjinin birikimi ve hareketi sonucu meydana gelir. Bu nedenle, enerjinin hareketini ve değişimini inceleyerek, depremlerin nedenlerini ve sonuçlarını daha iyi anlayabiliriz.

Afet zararı ve afet sonrası durumlar hakkında konuşuyoruz. Afet sonrası durumlar, afetlerin gerçekleştikten sonraki durumları ifade eder. Bu tür durumlarla ilgili toplam acil durum ve afet yönetimi olarak adlandırılır. Özellikle deprem anında ve depremden sonra ilk 72 saat içinde yapılması gereken acil önlemleri içerir. Bu önlemler hayat kurtarabilir, ancak yıkılmış binalarda insanların tekrar yaşama şansını bağlamak zor olabilir.

İzmir depremi gibi olaylarda, 40 saat sonra dahi farklı yaş gruplarından insanların hayata tutunabildiğini gözlemleyebiliyoruz. Ancak bu görüntü, istenen bir durum değil; deprem öncesi hazırlık eksikliklerinin bir sonucudur. Hastane ve okulların yanı sıra insanların yaşadığı evler deprem direncine uygun olmalıdır.

Depremin kaynağındaki hareket ve deprem sonrası felaketler, insanlarda düşündürücü sorulara yol açar. Bu tür felaketler sırasında neler düşündüğümüz, hazırlıklı olup olmadığımıza ve acil durumların ciddiyetine dair önemli ipuçları sunar.

Mükemmel geliyor, hocam. İlk slaytımızda bir grafik vardı. Hocam, ilk slaytımızda bir grafik vardı. Elimizde yer değiştirmenin modellemesi. Elimizde yer değiştirmenin modellemesi. Grafiği olduğunu söylediniz. Fayda düzleminin. Fayda düzleminin doğrultusunu uzunluğu ve derinliği olduğunu söylediniz. Doğrultusunu uzunluğu ve derinliği olduğunu söylediniz. Enerjiye bağlı yer değiştirmeleri. Enerjiye bağlı yer değiştirmeleri. Görebiliyorduk, bu grafikten. Görebiliyorduk bu grafikten. Alanlara bakarak enerji ne kadar büyükse, yer değişimi o kadar büyük oluyordu. Yanlış hatırlamıyorsam, evet, orada grafikte yine depremin merkezini görebiliyorduk. Grafikte yine depremin merkezini görebiliyorduk. Yatay hareketli bir deprem olduğunu görüyorduk. Bu tepkinin ve enerji büyüklüklerini santimetre olarak çevirebiliyorduk. Bu grafikte böyle hazırlanmış bir grafikte. İkinci slaytımızda da bir afet sonrası haritadaki büyük bir bina vardı. Bir afet sonrası haritadaki büyük bir bina vardı. Tabii, oradaki binaların depreme olası bir depreme hazırlıklı olmadığını göstergesi. Bu yine tamamen yerle bir olmuş. Bu kapsamda acil durum ve afet yönetiminin öneminden bahsettiniz. Yani iyi bir afet yönetiminde, iyi bir acil durum yönetiminde saatler sonra bile insanların kurtarılabileceğinden bahsettiniz. Bu kadar, hocam. Özellikle teşekkür ediyoruz.

Evet arkadaşlar, görüldüğü üzere, bir büyük depremde ortaya çıkan hadise bu, bu görüntülere bizler pek yabancı değiliz. Son İzmit depremi de bu tür görüntüleri gördük. Yeni yıl geçti, güzellik gibi gelişmiş bir metropolde 60 kilometre uzakta Samos Adaları önünde benzer büyüklükte 7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde de benzer görüntüleri az da olsa belli yerlerde beğendiler.

Görüntüleri ne yaptı gözlemiş olduk. Tabii ki bunlar bir deprem sonrası durumu, afet sonrası durumu bu şekilde ortaya çıkması özellikle kıçıları sağlıkçıları ne yapabiliyor. Özellikle olumsuz şekilde etkilenebiliyor. Ben 1992'de Erzincan'a gitmiştim. Ersin çanta oradaki hastanenin yıkıldığını söylemişlerdi. Hastane yıkıldığı zaman hastaneler kurulmuştur. O nedenle hastane gibi, ne bileyim hastanede çalışan insanlar gibi bir afet sonrası gerçekten bina olarak insan olarak önemli olan yapı ve insan mutsuzlarının korunması gerekiyor, kollanması gerekiyor.

Ve tabii ki böyle bir afeti 50 bin yüz bin insanın bir anda ölmesi, yani 45-50 saniye içerisinde ölmesi durumunda. Tabii ki bu kurtulan yaralılar, işte 1 milyon insan yaralandı diyor. Bu insanların tedavisi yayınlarına bakın, oldukça büyük bir afet sonrası jelatini Sağlık Yönetimi ne yapıyor, sorumlu hale getiriyor.

O zaman tek kurtuluşunuz İşte bu tür afetlerin eksik olanak azaltılması konusunda ne yapılabilir bu noktalarda Düşünmeniz gerekiyor bakın her yer yıkılmıyor. Ayakta kalan binalar var ama yıkılan binalar var demek ki belli yerler yıkılmayabiliyor belli yani acaba bu binalar arasında bir direnç farkı var yoksa da binaların üzerine oturmuş olduğu zeminler arasında bir direnç farkı var. Bunlar çok basit sorular bilecek sorular. Bunların zeminleri aynı olabilir fakat bina dirençleri farklı olduğu için bir depremde işte dolu sağ tarafındaki bu binaların yıkıldığını söyleyebiliriz ya da binaların aynı olduğunu aynı dirençle yapıldığını fakat buğday yıkılmayan binaların altındaki direnç büyüklüğü ve eşek Shop zeminler olduğunu ve bu nedenle de buranın deprem enerjisini fazla almadığını fakat buradaki binaların daha fazla almasına bağlı yıkımların olduğunu söyleyebiliriz. İki tane varsayım yapabiliriz. Peki siz olmayabilir ama sonuçta benim gözlem yapıyorsunuz ve görüyorsunuz ayakta duran binalar saatlerinizi yıkılan binalardan oluşabiliyor bu tür bir gözde değil Bu tür soruları oluşturmak fazla zor bir şey değil bir çeşit balık olmaya duyulmayan bir sorular özellikle izledim. Soru sorması gerekiyor ki gerçeği ve doğruyu arayabilirim çünkü Bilgi ancak doğru sorularla bulunabilir.

Yaralanmış insanlar, 50-100.000 arasında intihar ölmüş. Tabii ki, sen bir sağlıkçısın ve depremdeki afetler birden geliyor. İnsanlar birden ölüyor, insanlar birden yaralanıyor. Pandemiden gelen bir afet. Sen tabii ki bir doktor adı için sana bu ne düşündürtüyor. Bu tam böyle durumlarda bence hazırlıklı olmak çok önemli. Hani hem sağlık sistemimizin hazırlıklı olması hem afet yönetimimizin hazırlıklı olması. Hem de bizim sağlık çalışanları olarak buna hazırlıklı yetiştirilmiş olmamız çok önemli. Burada, her ne kadar şey de olsa bir krizde olsa her hastamıza eşit ve yeterli desteği verebiliyor olmamız lazım. Ve bunu aynı zamanda çok hızlı bir şekilde yapabiliyor olmamız lazım. Bu açıdan kritik bir durum olduğunu düşünüyorum ve yönetilmesi açısından daha önceden hazırlıklarını yapılması ve daha önceden kişilerin hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Evet, teşekkür ediyoruz. Evet, arkadaşlar, depremin özellikle 1992'de meydana gelen Amerika'daki Lander depremi deki fay düzeni boyunca gelişen yer değiştirme haritası çok daha farklı görüyorsunuz burada büyük bir asperia var demek ki depremde yıkıma neden olan enerjinin depolandığı alan bu asperite ile toplanmış ve ancak bu askeri bu direnci kırmak için burada enerji dediki de gerçekten yüksek düzeyde olmuş baktığımız zaman direnç noktalarına baktığımız zaman Küçük doktor olduğunu ne yapabiliyoruz görebiliyoruz işte.

Yapabileceğimiz görebildiğimiz işte. Toplam dedik haritası ya da yer değişim. Toplam dedik haritası ya da yer değişim. Haritası. 1992'de 7.3 büyüklüğünde meydana gelen depremde bu şekilde verilmiş, özellikle bununla ilgili olarak deprem tatbikatı ben okullarda yaptırdım. Bununla ilgili video var depremin sesi çıkıyor, belki bir kattılar sonra bunlarla ilgili bilgiler de vereceğiz. Evet, bir depremin dalgasına bakalım, nasıl bir dalga meydana geliyor, işte.

İlk gelen dalga görüyorsunuz depremin yayılmış olduğu yol. Yayılma doğrusunu bakın, yayılma doğrusunu bakın. Doğrultusunu gösteriyor elma doğrusu. Boyunca e dalgası ilk dalga gelirken görüyorsunuz açılma. Bir de kapanma meydana getiriyor. Bakın şu siyah nokta, açılıyor kapanıyor açılıyor ve kapanıyor. Bunu izlerseniz, demek ki depremin dalgaları var, bu dalgalar genel seçişim. Dalgaları var, bu dalgalar genel seçişim. Dalgası ve yüzey dalgası olarak temelde ikiye ayrılıyor ve tüm dalgaları işte. P dalgası bir T dalgası, bunlar F dalgasının yayılmasını görüyorsunuz. Demek ki dalganın yayılma yönü açılma ve sıkışma şeklinde ne yapıyor hareket ediyor. Bu önemli bir dal derken uyarı sistemi. Aslında T dalgasının önceden doğru bir şekilde kaydedilmesine dayanıyor, p dalgası yıkıcı bir dalga değil aslında kapıyı çalıyor, baktı doğru yapıyor CD haber veriyor, çünkü p dalgasının hızı ortalama 6 kilometre bölü saniye. Tabii ki ondan sonra gelen F dalgası kızı biraz daha yavaş ve hareket yönü gerçekten yayılma doğrultusu boyunca olmadığı için bir sonraki slaytta der ki göreceğiz.

Bir sonraki slaytta neler göreceğimize bakalım. Görüldüğü üzere seyir dalgasını inceliyoruz. Dalgaların nasıl ilerlediğini, nasıl bir hareketle yaklaştığını ve neler getirdiğini görmekteyiz. Bu hareketlerin doğasını anlamak için dalgaların yönüne dikkat ediyoruz. Gerçekten, bu dalgaların düşey yönünde ne gibi değişiklikler getirdiğini görmekteyiz.

Bu dalgaların yıkıcı etkisi var. Özellikle P dalgası, bizi sarsan ve uyarıcı bir dalga olarak karşımıza çıkıyor. P dalgasının ardından gelen S dalgası, daha derin bir etkiye sahip. Bu dalgalar arasındaki zaman farkı, erken uyarı sistemlerinde kritik bir rol oynamakta. Örneğin, Japonya'daki son depremlerde, bu dalgaların zaman farkı sayesinde insanlara telefonlarından erken uyarı mesajları gönderilmiştir.

1999 İzmit depremini hatırlarsanız, bu depremde de benzer uyarılar vardı. Ancak bu uyarılar, teknolojinin şu anki seviyesinde değildi. Şimdiki erken uyarı sistemleri, P ve S dalgaları arasındaki zaman farkını temel alarak, bir deprem başlamadan önce insanları uyarabilmektedir. Bu, özellikle büyük şehirlerde, olası hasarı en aza indirgemek için kritik bir öneme sahiptir.

Özetle, P ve S dalgalarının arasındaki zaman farkı, erken uyarı sistemlerinin temelini oluşturur ve bu sayede depremlerden önce hızlı ve etkili bir şekilde uyarı alabiliriz. Bu, potansiyel hasarı ve kayıpları en aza indirebilmek adına büyük bir avantajdır.

Doğrusunu söylemek gerekirse, hareketin varlığını görebiliyoruz. Bu hareket yayılma doğrultusunda ilerliyor. İlk olarak, aşağı ve yukarı yönlerde devam ediyor. Bu hareket tarzına genel olarak "seyir dalgası" adını veriyoruz ve bunu özellikle düşey bileşen olarak adlandırıyoruz. Ancak, "Sevda" kelimesi metinde anlam açısından belirsiz kaldığı için doğru bir çeviri sağlamak zor.

Bir yapının, hastanenin ya da okulun bu dalga hareketine dayanıklı olması gerekiyor. Yani, bina ya da yapının bu yukarı aşağı hareketi ya da enerji transferini karşılayacak şekilde tasarlanmış olması lazım. Ayrıca, bu enerjinin büyütülmemesi için zemin seçiminin de doğru yapılması gerekiyor. Son zamanlarda şehir hastanelerinde bazı literatörlerde seçmelik sistemlerinin kullanıldığını görmekteyiz. Bu sistemler, enerjinin filtre edilmesi için kullanılıyor.

Evet, aslında bu tür çözümler, genel olarak ne yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu iki dalga türünden biri olan "cisim dalgası" (İngilizce'de "body wave" olarak bilinir) deprem enerjisinin yerin içinde her yere transfer edilmesine yardımcı olur. Bu, deprem enerjisinin dünyanın her noktasına taşınmasını sağlar. Bu enerji taşınma işlemleri için bu dalgaları "geçim dalgası" olarak adlandırıyoruz.

Geçim dalgası olarak adlandırılan bu dalgalar gerçekten sınır tanımayan dalgalardır. Bunlar, yeryüzünde her noktaya enerji yayarak ilerleyen dalgaları ifade eder. Bu dalgaların araştırıldığı çalışmalar, onların birtakım özgün ve bireysel özelliklere sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Animasyonlarla bu dalgaların hareketleri gözlemlendiğinde, net bir şekilde onların nasıl hareket ettiğini görebiliriz. Ancak bir sonraki dalgaya baktığımızda, bu dalgaların aslında yıkıcı oldukları görülür. Bu yıkıcı dalgaları "düzey dalgaları" olarak tanımlıyoruz. Bu dalgalar, yapıları gereği yıkımı severler. Bu yavaş hareket eden dalgaların hızı düşük olmasına rağmen, yıkıcı güçleri oldukça büyüktür. Öyle ki, bu dalgalar bir binanın, okulun ya da hastanenin altından geçtiğinde ciddi hasarlara neden olabilirler.

Geldikten sonra, bu dalgalar başlamaya başlıyor. Hüseyin, dalgaların nasıl başladığını açıklıyor. Ancak, bu dalgaların belli etkileri oluyor. Örneğin, onların yapamadığını, başka faktörlerin yerine getiremediğini belirtiyor. Tahribatın boyutu ve ölçeği üzerine yapılan incelemelerde, yüzeyden gelen dalgaların bu tahribatı tamamlayarak daha büyük bir etki yarattığını gözlemliyoruz.

Bunun yanında lav darbesinin özelliklerine bakıldığında, yayılmanın bir doğrultusu olduğunu görebiliyoruz. Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta da yayılmanın doğrultusu. Bu yönde, dalga hareketinin nasıl gerçekleştiğini ve bu hareketin neden olduğu tahribatın boyutunu gözlemleyebiliriz.

Ayrıca, bu hareket esnasında, belirli bir kutucuğun hareketini izlerseniz, bu kutucuğun nasıl hareket ettiğini ve bu hareketin temelde neye benzediğini görebilirsiniz. Özellikle, hastane veya bina temellerinin nasıl bir hareket sergilediğini ve bu hareketin neden olduğu etkileri dikkate almalıyız.

Yüzey dalgalarının enerjisinin nasıl değiştiğini ve bu enerji değişiminin neden olduğu etkileri gözlemlemek de önemlidir. Bu dalgaların enerjisinin yüzeye yaklaştıkça nasıl değiştiğini ve derinlik arttıkça enerjisinin nasıl azaldığını gözlemleyebiliriz.

Kredi dalgalarının hareketi ve bu hareketin neden olduğu etkiler de dikkate alınmalıdır. Özellikle, hastane yapısının bu dalgalar karşısında nasıl bir tepki verdiğini gözlemlemek önemlidir. Bu dalgaların hareket doğrultusu ve yayılma şekli, bize bu dalgaların neden olduğu etkiler hakkında önemli bilgiler sunar.

Saat ters yönde yayılarak devam ediyor. Bu da tabii ki bir şey dalgası ve bunun için gargısı da az önceki bahsetmiş olduğum nal darbesi gibi geldikleri, yani enerjileri derinlik arttıkça ne yapıyor? Az önce, bunlar da demek ki yüzey farkları açısından önemli ve etkisi oldukça büyük olan dalgalar olarak ortaya çıkıyor. Evet, genellikle özetle artık demek ki deprem dalgaları, demek ki nedir? Birincisi Primer dalgası, ikincisi şeklinde dedi, yani dalgası ve az önce gördüğümüzde lav Tanrısı yani 4 tane dalgamız var H ve S. İsim dalgası demiştik. Bir depremde 4 farklı dalga ne yapıyor? Bir takım çalışması yapıyor ve bu çalışması sonucunda da yıkılmalar meydana geliyor.

Animasyonlarda bunların nasıl hareket ettiğini görmüştük. Görüldüğü üzere, oklar bu dansların hareket yönünü şekil üzerinde gösteriyor. Fakat animasyonda bunların net gördüğümüz için tekrar açıklamaya gerek yok. İşte lav dalgası, görüyorsunuz arkadaşlar, hareket yönünde yatay yönde devam ediyor. Evet, deprem dalgalarını ne yaptık görmüş olduk.

Sıra kimde diye şey yapıyorum. Kim konuşmamıştı? Yeni gelen arkadaş var mı diye bakıyorum. Var mı yeni gelen? Yok hocam, maalesef. Tamam, kimde kalmıştık? Doğada mı kalmıştık? Buyur dua, bu konular senin konu. Evet, hocam, bendeydik. Sen demin dedin.

Biz oradaydık. Sen demin söyledin, buyur senden başladım. Sen seçim dalgalarından anlatmıştım. Başladım. Sen seçim dalgalarından anlat. Doğada yüzey dalgalarından p dalgası yıkıcı etkisi yoktu, bize bir erken uyarı gibiydi. Yayılma doğrusu tek bir yönde yayılıyordu, dikey bir hareketi yoktu. S dalgasını aynı zamanda düşey yönde de hareketli vardı. P dalgasından farklı olarak yayılma doğrultusunda dik yönde ve hareketi vardı. Bu da yıkıcı bir etki oluşturuyordu sel algısında. P ve S dalgaları arasındaki geçen süre bizim için erken uyarı süresiydi. O aradaki sürede önlemlerimizi alabilirdik. Kısa bir süre olsa dahi, en azından deprem için riskli bölgelerden uzaklaşabilirdik. Bu kadar, hocam. Diyecektim, 'Tamam, şişmek daha güzel, yani dişim dalgalarını...' ve dalgaları olarak ikiye ayrılıyor.

Dalgaları ikiye ayrılıyor ve dalgaları yüksek yıkıcı güce sahip ama dışı hızlı çünkü yıkıcı güçle aynı zamanda hızla ters orantılı tahribatı tamamlayıcı dediniz. Dalgasından sonra gelip onun yapamadığı, belki tahribatı tamamladığından bahsettiniz. De şöyle dediniz, "Hocam, saatin ters yönünde yayılıyormuş, yine bir yüzey dalgası ve yüzey dalgalarıyla ilgili derinliğin arttıkça geldiğinin düştüğünü ve dolayısıyla gücünün yıkıcı gücünün azaldığını söylediniz."

Bu kadar benim söyleyeceklerim. Evet, teşekkür ediyoruz arkadaşlar.

Evet, biraz da depremin büyüklüğüne bakalım. Depremin büyüklüğü ne yaptı? Depremin dalgasına baktık, depremin kaynağına baktık. Şimdi Defne'nin büyüklüğüne geldik. Büyüklüğü işte 5 büyüklüğündeki bir deprem ile 6 büyüklüğündeki bir deprem arasında bir fark var, yani 5 ile 6 arasında 5-6 diyemiyoruz, çünkü 5 ile 6 arasında bir fark neredeyse bir fark var, yani 5 ile 6 arasındaki fark 1 olmasına karşın, gene enerji arasındaki fark en az 30 kat değişiyor. Bu ne demektir? Yani altı büyüklüğündeki bir depremin açığa çıkardığı enerji ancak 32 tane 5 büyüklüğündeki deprem ile aynı enerjiye sahip demektir. Benzer şekilde 6 büyüklüğündeki bir depreme enerjisiyle 7 litre içindeki bir depremin enerjisi arasındaki fark, tabii ki büyüklük olarak 6 ile 7 arasındaki fark 1 olmasına karşın, enerji arasındaki fark en az 30 kat olduğunu bilmemiz gerekiyor.

30 katta olduğunu bilmemiz gerekiyor. Altı olmuş A7 olmuş fark etmez diyemiyoruz, aradaki fark bir şey değiştirmez. Diyemiyoruz, çünkü görüldüğü üzere enerjiyi bu balonlar enerji farkını gösteriyor. 30 kat ne yapıyor, enerjiyi değiştiriyor. Demek ki işte beklenen deprem İstanbul'da beklenen ya da..

Büyük depremlerin meydana geldiği bölgelerde, bu depremlerin büyüklüklerini doğru bir şekilde belirlemenin önemi büyüktür. Bu, bize depremlerin ne kadar kuvvetli olduğunu gösterir. Özellikle beklenen büyük depremlerle ilgili tartışmalar, birçok bölgede, örneğin İzmir'deki depremlerde büyüklük tahminlerinin farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Farklı kurumlar, aynı deprem için farklı büyüklük değerleri verebilir. Örneğin, Kandilli 6.9 verirken, Avrupa Deprem Merkezi 6.7 vermiş olabilir.

Deprem büyüklüklerini belirlemek, sadece bir sayıdan ibaret değildir. Depremin büyüklüğü, o depremde serbest bırakılan enerji miktarını ifade eder. Küçük bir değişiklik bile, serbest bırakılan enerji miktarında büyük farklara yol açabilir. Özellikle Amerika'da yapılan son çalışmalar, tarihsel dönemdeki depremlerin aslında daha önce düşünüldüğünden daha büyük olabileceğini göstermektedir. Eğer hazırlıklarımızı yanlış bir deprem büyüklüğü tahmini üzerinden yaparsak, bu, afet anında ciddi sorunlara yol açabilir. Deprem öncesi ve sonrası doğru planlama ve hazırlık, potansiyel zararı en aza indirebilir.

Bu nedenle, deprem büyüklüğünün doğru bir şekilde tahmin edilmesi, hem bilimsel açıdan hem de toplumsal açıdan büyük bir öneme sahiptir. Eğer doğru tahminler yapılırsa, bu, doğru afet yönetimi ve planlaması için kritik bir adım olacaktır.

Deprem büyüklüğü doğru tahmin edilmemiş ise depremden hemen sonra işte Yarım saat içerisinde sizin acil durum ve afet yönetimi programınız işte ne bileyim a seviyede B seviyede C serileri alarm sistemi ne yapacaktır yanlış olduğu için gerçekten acil durum ve afet yönetimi ile ilgili yapmış olduğunuz müdahale gücü de ne yapacaktır depremin düşünü doğru belirlemediğini zamanlarda olması gerekenden Az sonra bilecektir ya da olması fazla olabileceksiniz. Bu nedenle deprem büyüklüklerinin tahmini, tabii ki hem deprem öncesi depremi hazırlık amaçlı önemli hem deprem sonrası afet müdahale ve kurtarma çalışmaları için o oldukça büyük önem arz ediyor.

Bu bir depremin büyüklüğü, bir depremin yeri var, deprem nerede meydana geldi. Şimdi depremin, tabii ki yerini bilmemiz için en az 3 tane istasyon gerekiyor ve bu Deprem mi olmuş olduğu yerde 3 istasyona deprem sinyallerinin varış zamanlarına göre burada daireler çiziliyor. Ve bu çizilen dairelerin kesişmiş olduğu yer depremin altında manuel olarak Eskiden manuel olarak diğerini hafif hızlı bir şekilde belirlenmesini sağlar. Tabii ki minimum, işte istasyon gerekiyor. 3 saat sonra daha fazla istasyon varsa, depremin dış terk ediyor. Daha doğru, daha az da tespit etme imkânınız olabilir, tabii ki tarihte depremin yerini ya da depremin varlığını Çinliler nasıl tespit ediyordu. Bu da herhalde ilk geleneksel kısık görüyorsunuz, deprem büyüklüğü tahmin etme cihazı bir deprem olduğu zaman bu, tabii ki yapı sarsılıyor ve bu yapının içerisinde saatine bağlı olarak da duyan doğru dökülüyor ve bu da deprem olduğunu gösteriyor.

Sefa'dan başlayalım. Evet Sefa, sen bize bu Depremin büyüklüğünü de anlat bakalım, nedir depresyon? Sana ne düşündürtüyor depremin büyüklüğü? Sana ne düşündürtüyor, işte depremi. Büyüklüğü devamlı Türkiye'de tartışılıyor; afattır, kandilidir, işte Amerika'dır. Evet, sen de düşünüyorsun. Sana bu bilgilerden sonra kafanda ya da yüreğinde oluşan bir fırtına meydana geldi.

Evet, Sefa'da ses almaya çalıştık. Evet, Sefa'da ses yok. Evet, Doğa senle devam edelim. Hocam, açıkçası ben ülkemizde olsun yurt dışında olsun bir deprem olduktan sonra depremin büyüklüğü tartışmaları döndüğünde şey düşünüyordum. Hani 4.1 ile 4.2 arasında bu kadar fark olduğunu gerçekten bilmiyordum, şu an öğrendim. Artık daha fazla önem vereceğim bu konuya. Yani bir birimin 30 kat olduğunu bilmiyordum, şu an şaşırdım orada bu kadar fark olabileceğini. Bu dersin faydalarını tekrardan görmüş oldum.

Depremin gerek öncesi hazırlığında gerekse depremden sonraki acil durumu affet yönetiminde deprem büyüklüğünün tahmin edilmesi çok önemli bir durum. Evet, Doğa, nedir depremin yerin neden önemli, depremin yerini bilmek neden önemli? Hocam, depremin yerini bilmenin önemi, verdiği hasarın derecesinden kaynaklanıyor olabilir, belki de merkezinde. Tabii ki zeminin özelliklerine de bağlı olarak daha fazla hasar bırakıyor olabilir ve depremin yerini en az 3 merkeze deprem sinyallerin ulaşma zamanını karşılaştırarak vardığınızı söylediniz.

Bu yüzden belki de hani şey çevresinde en az 3 tane herkes bulunması da önemli biri olabilir.

Diyeceklerim: Sen benim deprem yerini ve büyüklüğünü öğrendikten sonra depremin büyüklüğünü tahmin etmenin çok önemli olduğunu öğrendim. Depremin gerek öncesi hazırlığında gerekse depremden sonraki acil durumu affet yönetiminde deprem büyüklüğünün tahmin edilmesi çok önemli bir durum. Depremin yerini bilmenin önemi, verdiği hasarın derecesinden kaynaklanıyor olabilir, belki de merkezinde. Tabii ki zeminin özelliklerine de bağlı olarak daha fazla hasar bırakıyor olabilir ve depremin yerini en az 3 merkeze deprem sinyallerin ulaşma zamanını karşılaştırarak vardığınızı söylediniz. Bu yüzden belki de hani şey çevresinde en az 3 tane herkes bulunması da önemli biri olabilir.

No comments:

Post a Comment

Ders 01: Haftanın Ödevi

ÖDEV