Depremlerle ve Sonrasında Birlikte Yaşamak

D

eprem yerin içinde biriken enerjinin aniden açığa çıkması durumudur.  Türkiye,  jeopolitik konum itibariyle önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp Himalaya kuşağı üzerinde bulunur ve meydana gelen depremler ülkemizin vazgeçilmez, durdurulmaz ve ötelenemez gerçeklerinden biridir. Deprem sonuçları itibariyle oldukça yıkıcı ve ölümlere neden olan bir önemli bir risk olduğu durumu, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerle ortaya çıkan afet durumuyla bir kez daha ortaya çıkmıştır (Şekil 1).  

https://earthobservatory.nasa.gov/images/150949/earthquake-damage-in-turkiye%E2%80%A6
Şekil 1: 6 Şubat Deprem Hasar dağılımı - NASA.

Son depremler sonrası ülkemizde, büyük depremlerin başka illerde olması beklentisi ile  korku ve panik durumu ortaya çıkmıştır.  Büyük afet sonrası yapılması gereken, ortaya çıkan tüm olumsuzluklara rağmen depremle yaşamayı, deprem bölgesinde devam etmesi beklenen artçı depremler sürecinde soğukkanlı kalmayı öğrenmeliyiz. Depremin jeofiziksel yapısı ve çevreye olan etkilerinin nedenleri hakkında bilinçlenme, yapılması gerekenler anlamında farkındalık oluşma çok önemlidir. Depreme karşı alınması gereken önlemler bilinmekte ve bunların uygulayarak korunduğumuz sürece depremin korkutacak bir tarafı kalmayacaktır.   

Depremlerde önlem alınıp alınmamasına göre can ve mal kayıplarının ülkelerinde deprem hazırlıklarına göre değişmektedir. Deprem tehlikesine karşı baş etme kapasitesini  yükseltmek için,  alınan önlemler, verilen eğitimler, toplumda yükselen deprem bilinci ile birlikte depreme karşı savunmasızlık durumu azalmaktadır.   Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki yaşanan benzer depremler sonucunda oluşan can kayıp sayısında farklılık gözlenir. Ortaya çıkan deprem etkileri anlamında ki devasa farkın önemli nedenlerinden iki tanesi; depremlerle alakalı toplumun bilinçlenme düzeyi ve eğitiminin arttırılması ile birlikte deprem riskli bölgelerde depreme karşı korunaklı ve dirençlilik durumunun farklı olmasıdır. Deprem riskli bölgelerde yapılmış yapılarda inceleme ve güçlendirme, yeni yapılacak binaların deprem karşı yalıtımlı yapılması ile depreme karşı yıkılma ihtimalini en aza indirilerek can kaybı sayısını azaltılması mümkündür.    

B

üyük deprem sonrası yerin jeofizik stres durumu değişir ve stresin yerin altında yapılanmasında değişiklik meydana gelir, bu durum ancak sistematik kayıtların izlenmesi ile anlaşılır. Büyük deprem sonrası meydana gelen bağımlı “artçı”depremler stresin yayılım yönünü gösterir ve bu yön üzerinde kırılmaya hazır bir kırık varsa kırılma zamanı öne çekilmiş olabilir ve buna bağlı olarak beklenen deprem riskinde ani yükselmeler meydana gelir. 

Şekil 2: Depremlerin Coulomb Stress
Modeli (Toda ve ark.,2023)
Büyük deprem sonrası jeofizik enerjinin yakın ve uzak alanlarda yükleme yapmasına bağlı olarak “deprem olasılığındaki değişim” ancak sistematik takiple önceden bulunabilir. Bu sistematik takip sonucu son zamanlarda yapılan keşiflerde depremlerin birbiri ile etkileşim içinde olduğu anlaşıldı. Büyük depremler birbirini etkileyebilir veya engelleyebilir. Bu görüşe göre büyük bir şok bazı bölgelerde stresi ve buna bağlı olarak ikinci bir sarsıntıyı engelleyebilir. Ancak bu deprem aynı zamanda fay boyunca veya yakındaki başka bir fayda art arda deprem olma olasılığını da artırabilir. Buna “gerilme tetiklemesi” adı verilir. 


6 Şubat 2023 tarihli depremler sonrası gerilme dağılımlarını modellemesi, yakın alanlarda deprem tehlikesinin yükseldiği alanları (kırmızı renkli) göstermektedir (Şekil 2).  Gerilmenin yükseldiği alanlarda, meydana gelen depremlere bağlı olarak en azında 1 bar büyüklüğünde bir enerji yüklendiği tahmin edilmektedir.  Bunun anlamı, büyük bir depremin meydana gelmesi için yıkılmaya hazır kırık boyunca biriktirmesi gerekli enerji yaklaşık 30 bar seviyesindedir.  Bunun nerede ise en azında 1/30 kadarının meydana gelen son depremler ile meydana gelmesi ancak bu kırıklar boyunca enerjinin 30 bar düzeyine yakın olması durumunda mümkündür.  Kırılmaya yakın olan kırıklar boyunca, kırılma zamanı öne yüklenen ilave yeni stres ile oluş zamanı öne çekilir, bu duruma 'yakın tetikleme' denir. Yaşanan büyük iki depremin neden olduğu bölgede ki gerilme yüklemesinin olduğu alanlarda ki kırıklar boyunca deprem etkinliği izlenmeli ve bu depremler sonrasında deprem etkinliğinde yükselmeye bağlı olarak büyük depremlerin gelme olasılığı araştırılmalı ve    bu konuda gerekli tedbirler alınmalıdır.

6 Şubat 2023 depremler sonrası sismik izolatörlü Şehir hastanelerin hasar görmemesi ve TOKİ tarafından deprem bölgelerinde yapılan binalarda yaşayan insanların depreme bağlı zarar görmemesi, deprem sonrası ortaya çıkan afete ilişkin sorunun temelinde insan kaynaklı ihmallerden kaynaklı olduğu düşüncesini güçlendirmektedir.

Deprem öncesi bu kadar yıkım bekleniyor muydu?  

Deprem öncesi, Kahramanmaraş İl Risk Azaltma Planı kapsamında M7.5 büyüklüğünde bir depreme karşı yapılan senaryo çalışması kapsamında, depremin beklendiğini fakat beklenen depremin etkileyeceği iller kısmında bir yanılgı olmadığını fakat etkileme gücünün tahmin edilemediğini söyleyebiliriz. Senaryo deprem çalışmasına bağlı olarak tahmin edilen şiddet dağılımlarına göre, 6 Şubat 2023 duble depremleri sonrası etki gücü olarak yıkım beklentisinin çok üstünde bir yıkım olduğu görülmektedir.  Çünkü, olması beklenen depremde güçlü ve çok güçlü olarak depremin etkisinin Kahramanmaraş dışında hissedileceği tahmin edilmiş, depremin beklenen yıkıcı etkilerinin azaltılması için öngörülen zaman 2023-2030 yılları arasında ki risk azaltma çalışmaları ile azaltılması planlanmış. Deprem senaryosu tek depreme karşı yapılmış ve bu açıdan 6 Şubat 2023 tarihinde ki Pazarcık M7.8 büyüklüğünde ki ilk depreme yakın yer ve büyüklük tahmini yapıldığı söylenebilir fakat M7.5 büyüklüğünde ikinci deprem beklentisi senaryoda olmadığı için, deprem senaryosu ikili büyük depreme göre yapılmadığı için ortaya çıkan yıkım, beklenenin çok üstünde olmuştur.   Bilimsel açıdan bölgede yapılan doktora çalışmalarına ve yayınlara bakıldığında, ikinci büyük Elbistan M7.5 depremini önceden öngören çalışma olmadığını söyleyebiliriz.  Kahramanmaraş Pazarcık M7.8 depremi beklentisi yıllardır yapılan çalışmalarda vardı fakat olmayan ve öngörüsü hiç bir bilimsel çalışmada yapılamayan M.7.5 Elbistan depremi olduğunu vurgulamak gerekir.  Bir deprem beklenen yerde, iki deprem olmasıyla depremin neden olduğu hasar katlanmıştır. 

    Büyük deprem öncesi afete hazırlık yetersiz miydi?

Tablo 1: Kahramanmaraş depremleri
tekrarlanma süresi
(Toda ve ark, 2023)
Acil Durum ve Afet Sonrası müdahale konusunda yapılan çalışmalar, deprem senaryosu kapsamında tahmin edilen sınırlar önceden doğru tahmin edilmiş olsa bile, depremin yıkım gücü deprem büyüklüğü olarak önceden doğru tahmin edilemedi. Bunun nedeni, meydana gelen ilk büyük deprem için tahmin edilen tekrarlanma süresi yaklaşık olarak 1763 yıldır, bu açıdan bakıldığında Doğu Anadolu Fay Zonu boyunca meydana çok seyrek ve büyük olan bir depreme tanıklık ediyoruz (Tablo 1).  Bunun anlamı, böyle bir deprem yeryüzünde yaşadığımız yüzyılda başka ülkelerde meydana gelmiyor anlamında değil.  Daha büyük depremler başka ülkelerde meydana geldi, özellikle 18 Nisan 1906 yılında büyük San Francisco depremine  benzerlikleri tartışılmaktadır.

M7.5 Elbistan depremi, M7.8 Pazarcık depreminden yaklaşık 9 saat sonra meydana geldi.  Deprem üstüne büyük depremle 'Duble veya Tekrarlı Deprem' birlikte felaket üstüne felaket binmesi durumu, Türkiye'de şehir merkezli depremlerde hiç daha önce yaşanmadı.  M7.5 ve üstünde ki depremlerin %20'nde benzer tekrarlı/çift deprem oluşum durumu gözlendiğini belirten çalışmalar bulunmaktadır.

Yıkılan göçük bina sayıları ile deprem sonrası afete müdahale edecek ekip sayısı arasında ki devasa fark, baş etme kapasitesini aşmıştır ve bu nedenle her yıkılan binanın başına kurtarma ekiplerinin yetişemeyeceği durum ortaya çıktığı için müdahalede sorunlar olmuştur.  Buna bağlı olarak, AFAD 4 kodlu müdahale düzeyine geçmiş ve Dünya'dan kurtarma çalışmalarına yardım istemek zorunda kalmıştır. İkili büyük deprem beklentisi depremler öncesi olmadığından, tüm hazırlıklar ülke genelinde tek büyük depreme bağlı yapılmış hazırlıkların yetersiz kalması durumuna şaşırmamak gerekir.  Beklenen tek büyük deprem beklenen büyüklüğün üstünde meydana gelmesi, ilave  olarak süper hızlı kırılma nitelikli ikinci depremle kırılmamanın devam etmesi hasarı büyüttü.

Deprem sonrası kamuoyunda oluşan bazı sorulara ve devamında önerilerle ilgili beklentilere soru ve cevap formatında aşağıda cevap verilecektir.

Büyük Kahramanmaraş depremlerinin, beklenen İstanbul depremlerine olur mu? Yıllardır beklenen büyük Marmara depremi tartışması yapıldı ve deprem başta İstanbul olmak üzere tüm ülkeyi etkileyecek ölçekte olması beklenirken, ülkemizin başka bir yerinde meydana geldi. Marmara'da beklenen deprem ile Kahramanmaraş'ta beklenen deprem arasında nedensellik açısından bir fark yok çünkü  Anadolu levhasının kuzey-güney sıkışma sistemi nedeniyle batıya doğru hareket etmesinden kaynaklı Kahramanmaraş'ta oluştu ve Marmara denizinde oluşacak. Her ihtimali konuşmak gerekir, tüm ihtimaller ışığında hazırlık yapılması gerekir.

TDBY2018 Deprem Yönetmeliği ile ortaya çıkan afet sonuçları arasında ilişki var mı? Dünya'nın en iyi yönetmelikleri yapılaşma açısından elimizde olabilir. Yönetmeliklere uygun yapı ve yapılaşma mühendislikleri Dünya standartlarına uygun eğitim almıyorsa, deneyim kazanmıyor, yer ve yapı denetimlerinde sıfır tolerans düzeni uygulanmıyorsa yönetmelik depreme karşı yeterli olamaz.

Mimar ve mühendislik eğitimlerini veren bütün bölümlerin uluslararası akreditasyonu bulunmuyor. Mezun mimar ve mühendislerin profesyonel mimar ve mühendislik sınavlarından geçmesi Japonya ve Amerika gibi depreme hazırlıkta önde ülkelerde uygulandığı şekliyle liyakat ve deneyim süreçleriyle ilgili denetimden geçmiyor.  Yapılarda çalışan işçilerin sertifikasyona dayalı eğitimden geçmemesi ve binaların yapım sürecinde denetim sürecinde ki ihmaller tüm olumsuzlukları etkiliyor.  Avrupa birliği ülkeleri ile karşılaştırıldığında yıkılan binalardan birinci dereceden sorumlu tutulan müteahhit sayılarında akıl almaz büyük fark olması, kalitesizliğin ve depreme karşı felakete karşı tedbirsizliğin  temel nedenlerinin başında geliyor. Türkiye'de müteahhit sayısının (453.497), Almanya (3.550) ve tüm Avrupa (25 bin) karşılaştırıldığında sorunlu ve deprem sonrası yıkımın önemli bir kaynağı olduğu ortaya çıkıyor.


Deprem sonrası kurulacak yeni şehirler ile ilgili öneriler nedir? Sağlık Bakanlığı 2013 yılında yayınladığı bir  genelge ile 100 yatak ve üzeri 1. ve 2. Derece deprem bölgelerinde yapılacak hastanelerde deprem izolatörü kullanılması zorunlu hale getirdi. Dünya'da depreme karşı yapıların izolasyonuyla ilgili ilk uygulaması 1921 yılında tamamlanan, Amerikalı Mimar Frank Lyond Wright tarafından Tokyo şehrinde Otel Imperyal yapısına uygulanıyor.  Otelin açılışının yapıldığı 1923 1 Eylül tarihinde Tokyo başta olmak üzere Yokohama, Chiba, Kanagawa ve Shizuoka şehirlerinde yıkımlara neden olan Büyük Kanto depremi Mw=7.9-8.2 arasında büyüklüğü tahmin edilen büyük deprem meydana geliyor, 5000 bina saniyeler içinde yıkılıyor ve sonrasında şehirde alevler başlıyor.  105,385 bin -142,800 bin arasınsda insanın ölüme ve bu sayının içinde 40 kişinin kayıp olarak verilmesine neden olan büyük depremde, sismik izolatörün modern anlamda ilk uygulandığı yapı hasar almıyor. İlk kauçuk sismik izolatör, Makedonya'nın Skobje şehrinde bir okula uygulandı. 


Türkiye sağlık bakanlığı tarafından 2013 yılında ki genelgesiyle, 1. ve 2. deprem bölgelerinde 100 yatak kapasite üzerinde hasta kapasitesi olan hastanelerde zorunlu hale getirildi.  6 Şubat depremlerinde hasar alan yalıtımlı hastane olmaması, yalıtımlı yapılaşmanın zorunlu olmasının gerekli olması gerekliliğini ortaya çıkarıyor.  En kötü durumda ilave maliyet olarak %3 getireceği ve buna karşılık depremin binaya olan yükünü %80 azaltacağı deprem sonrası açık oturumlarda tartışılması, %3 ilave maliyete karşılık %80 riski azaltacak olan teknolojinin uygulanmasının deprem bölgesinde tüm yapılarda uygulanması depremlere karşı güvenli şehirlerin kurulmasını sağlayacaktır.

Jeofizik dirençli alanlar öncelenmeli: Yerin sağlamlık durumları jeofizik ölçümleri ile biliniyor.  Topografik verilerden 1 km hassasiyetli yerin Jeofizik Vs30 tabanlı dirençlilik verileri üzerinden, yerin dirençli alanlarında depreme karşı güvenli alanlar seçilebilir.  İstanbul'da olduğu ilk etapta 500 metre hassasiyetli ölçümler ile daha detaylı jeofizik direnç ölçümleri ile yerin sağlam alanlarına uygun, hafif ve mümkün olduğunca müstakil evler yapılarak depreme karşı güvenlik arttırılabilir.

Deprem sonrası dirençli şehirleşme ile ilgili olarak tavsiyeleriniz nelerdir? 23.06.2021 tarihinde İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonuna yazılı olarak göndermiş olduğum önerileri bu vesile ile burada paylaşmak ve bu alanlarda yapılacak çalışmaların depreme karşı koruyucu olacağını düşünüyorum.

  1. Afet Direnci çok zayıf zemin tipi Kötü (D) ve Çok Kötü (E) zeminler üzerinde ki binaların sayısı belirlenmeli.
  2. Afet Direnci çok zayıf zeminler (D ve E) üzerinde ki binaların yapısal dirençleri incelenmeli.
  3. Kötü-Kötü (Zemin Kötü - Yapı Kötü) kriterli alanlarda üzerinde binalarda yaşayan insanların acilen ve ivedilikle tahliye edilmesi sağlanmalı.
  4. Kötü-Kötü (Zemin Kötü-Yapı Kötü) alanlar üzerinde kentsel dönüşüm yapılacaksa, mutlaka ya hafif ahşap yapılaşma ya da sismik izolatörle destekli betonarme yapılaşma zorunlu hale getirilmeli. 
  5. Mümkünse, kentsel dönüşüm sonrası yapılacak bütün binalarda sismik izolatör zorunlu hale getirilmeli. Sismik İzolatör teknolojisi ülkemizde üretimi başlamış ve binalara ilave en fazla %10 maliyet getiren fakat %60 depremin şiddetini azaltan bir teknoloji olarak kullanımı zorunlu hale getirilmeli.
  6. Kentsel Dönüşümde Afet Direnci İyi-İyi (A ve B zeminler üzerinde ki binalara kentsel dönüşüm desteği sağlanmasına son verilmeli.  Çünkü bu zeminlerde depremin şiddetini yükseltme olasılığı çok zayıf. İzmit depreminde daha yakın mesafede ki bu zeminler üzerinde ki Asya İstanbul’da yıkım ve ölümlerin görülmemesi bu nedenledir. Buna bağlı olarak, daha uzak mesafede ki başta Avcılar, Zeytinburnu ve Bağcılar’da yıkım ve ölümün görülme nedeni Jeofizik Dirençsizlik ile ilişkilidir.
  7. Deprem şiddeti merkezli kentsel dönüşümde yol gösterecek pusula, EuroCode standartlarına uyarlı TDBY-2018 yönetmeliğine göre Jeofizik Vs30 Dirençle tespiti yapılan Zemin Sınıfları (A,B,C,D ve E) olduğu için, kentsel dönüşümde önceleme sırası E (1), D (2), C (3) olarak devam etmelidir. En kötü E SINIFLI zemin üzerinde ki binaların dönüşümünden sonra, kötü D SINIFLI zemin sınıfı üzerinde binaların dönüşümü yapılmalıdır.
  8. E ve D üzerinde ki zeminler üzerinde ki kentsel dönüşüm önceliği FEMA 154 standartlarına göre yapıların direnç durumunda ki en kötü yapıdan en iyi yapıya doğru olacak şekilde 'Dönüşüm Rotası' çizilmesi gerekir. Çünkü aklın ve bilimin yolu, Japonya'da ki kentsel dönüşüm stratejisi bu şekilde yapılmaktadır.
  9. Kentsel Dönüşümde öncelik sıralaması Jeofizik Afet Direnç değişimine göre yapılmalı ve bu sıralamaya göre Kentsel Afet Direnci en kötü Jeofizik 'E Zemin Sınıf' Dirençli alanlarda dönüşüm bitirildikten sonra, Jeofizik 'D Zemin Sınıf' Dirençli alanlarda ki insanların depremde ölmeyeceği yapılar yapılarak kurtarılması sağlanmalı.
  10. İstanbul için geçmişte yapılan VS30 ölçümleri, tüm İstanbul ilçelerine yaygınlaştırılmalı. 500 metre olan ölçüm aralıkları, Japonya'da ki standartlara uygun olarak önce 250 metre ve daha sonra da 60 metre hassasiyet düzeyine yükseltilmeli.
  11. Zemin Risk Aplikasyonu yapılarak ile telefon üzerinden, Jeofizik Zeminde ki direnç durumunu gösteren Vs30 büyüklüklerine vatandaşın ivedilikle ulaşabilmesi sağlanmalı ve bu E-devlet üzerinde ki Ulusal Deprem Tehlike Aplikasyonuna entegre edilmeli.

Sonuç ve Öneriler. Deprem yerin yaşam belirtisidir, insanların nefes alıp vermeleri kadar yeryüzünde denge, dönüşüm ve güncellenme aracıdır. Depreme karşı önlemler alınırsa, depremlerin zararının azaltılmasının mümkün olduğunu görülüyor.  Deprem'de ortaya çıkan kayıplar ve zararlar, ihmallerin sonucudur. Azaltılması için herkese göre düşmektedir.  Yerin ve yapının eşgüdümlü incelenmesi, mesleki sorumluluk sigortası getirilmesi, profesyonel mühendisliğe geçilmesi, yer ve yapı bilimlerinin donanım ve alt yapılarının güçlendirilmesi gibi sayılabilecek faktörler depreme karşı savunmasızlık durumunu azaltacaktır.

Kaynaklar



No comments:

Post a Comment

Ders 01: Haftanın Ödevi

ÖDEV