Lecture 2
Class: Earthquake Mitigation for Hospitals
Topic: Deprem Riskine Genel Bakış
Evet, arkadaşlar, hepinize hoş geldiniz. Bugün deprem riskinin azaltılması dersinin ikincisini yapıyoruz. Tabii ki, burada deprem riskini azaltmayı özellikle hastanelerde hedefliyoruz. Bu dersin başında, 'Deprem 101 Eğitimi' yapmaya başladık ve bu eğitim, deprem riskiyle ilgili olarak dersimize bir giriş niteliği taşıyor.
Deprem 101 eğitimini, özellikle Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Bürosu (USGS) tarafından hazırlanan materyallerle destekliyoruz. Geçen hafta bu eğitimi başlatmıştık ve bu hafta da devam ediyoruz. Deprem eğitimini tamamladıktan sonra, hastanelerin deprem risklerini azaltmaya yönelik bilgiler daha anlaşılır ve kavranabilir hale gelecek.
Geçen hafta dünya genelindeki depremlere genel bir bakış atmış ve depremlerin yoğunlaştığı yerlere dikkat çekmiştik. Depremlerin etkin ve aktif olan fay sınırlarında meydana geldiğini, dünyamızın birçok plaka kuşağından oluştuğunu ve bu plakaların kırılması sonucunda depremlerin oluştuğunu belirtmiştik. Depremlerin çok çeşitli sebeplerle, yeni malzemenin okyanus tabanında yükselmesi, kıtaların birbirine çarpması ya da yan yana hareket etmeleri gibi durumlarda oluştuğunu gördük.
Bir kırılma düşey ve yatay yönlerde gerilme meydana getirir. Düşey yönünde aşağıya doğru bir hareket meydana gelirse, bir çökme oluşur ve bu çökme sonucunda göller ve ovalar oluşur. Eğer taban blok yukarıya doğru hareket ediyorsa, buralarda sıkışma sonucunda yükselmeler ve dağlar oluşur.
Özellikle farklı türdeki kırılmalara bağlı olarak, arazide bazı örnekler gördük. Özellikle, bindirme tipi fayların yönünü ve bu fayların sahada bir bükülme ve burulma oluşturduğu örneklere baktık. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Zonu gibi, Doğu Anadolu Fay zonu gibi fay zonlarında yatay hareketler meydana geldiğinde, aynı noktada olan yerler birbirinden ayrılıyor. Bu ayrılmanın toplam uzunluğuna "Maksimum Offset" ya da "Maksimum yer değiştirme" diyoruz.
Her depremden sonra araziye gidildiğinde, depremin yüzeyde bıraktığı izler, depremin etkileri hakkında önemli bilgiler verir. Özellikle yatay hareketlerde, yolların veya yol güzergahının birbirine göre nasıl yer değiştirdiğini görebiliriz. Yer değiştirme, depremin etkileri açısından önemli bir veridir.
Bugün, bu girişi hatırlatarak başlayacağız ve sonra devam edeceğiz. En son örneğimiz Haiti idi. Haiti depremi, 12 Ocak 2010 yılında meydana geldi ve başkent Port-au-Prince'in 25 km uzaklığında, büyüklüğü 7.0 olan ve akşam saatlerinde meydana gelen bir depremdi. Depremin derinliği 13 km idi ve 5.0 ile 5.9 büyüklüğünde bir dizi artçı şok kaydedildi. Depremden yaklaşık 3 milyon kişi etkilendi ve ölü sayısı 50 bin ile 100 bin arasındaydı. Özellikle başkentte büyük hasarlar meydana geldi.
Haiti, gördüğünüz gibi, özellikle Dominik bölgesine yakın bir yerde yer alıyor ve burada bir deprem meydana geldi. Depremin odak mekanizması bir yatay hareketti ve bu çözüm, fayın birbirine göre iki alternatifli doğrultusu olduğunu gösterdi. Bu alternatiflerden hangisinin gerçekten yüzeyde kırılmayı meydana getirdiğini, ana depremden sonra meydana gelen artçı şokların yüzeyde bıraktığı izleri takip ederek belirliyoruz.
Bu doğrultu, özellikle Haiti depreminde ortaya çıkan doğrultu, artçı şokların harekete geçen ana deprem doğrultusunu gösteriyor. Depremin meydana geldiği yer aktif bir alan olarak zaten eskiden beri deprem üretiyordu ve bu alanlar, Puerto Rico çukuru gibi bir deprem kuşağını oluşturuyordu.
Trench, bir levhanın diğer levhanın altına girmesi ya da üzerine ilerlemesi durumunda oluşur. Eğer bir levha diğer levhanın altına giriyorsa, bu bir trench ya da dalma-batma zonu oluşturur ve bu nedenle de farklı derinliklerde depremler meydana gelir. Türkiye'nin batısında, Batı Anadolu'nun altına Afrika levhası benzer şekilde giriyor ve Ege yayı ve Kıbrıs yayı meydana geliyor ve orada da çok derin ve yoğun depremler oluşabiliyor.
Depremin meydana geldiği yerin bir fay düzlemi olduğunu görüyoruz. Bir depremin başladığı yere iç merkez diyoruz ve yüzeydeki konumuna da dış merkez
Evet, bu deprem ne öğretebilir bize? Bu deprem, bir depremin nasıl meydana geldiğini, bir deprem sonrasında 50 bin ve 100 bin civarında insanların neden öldüğünü, bir depremin kırılma mekaniğinin nasıl farklı olabileceğini göstermiş oldu.
Daha yakından baktığımızda, fay düzleminin aktif olan bir alanını görebiliyoruz, yani dikey deplasman dediğimiz alana. Bu alanda, dikey yönde gerilmenin yükseldiği ve gerilmenin fazla değişmediği alanları daha yakından görüyoruz. Bu vektörler ne gösteriyor? Levhaların birbirine göre hareket yönünü ve levhaların hareket hızının ne kadar farklı olduğunu gösteriyor. Bir depremin meydana geldiği alanda hareketin büyüklüğünün ve yönünün bağımsız olduğunu da gösteriyor.
Farklı levhaların hareket etmesi sonucunda, biriken enerjinin direnç noktalarını kırması ve bu direnç noktalarının, direnci kıracak bir büyüklüğe ulaşması sonucunda, bu depremlerin rahatlıkla meydana geldiğini söyleyebiliriz. Bu bilgiler USGS'den alınmıştır.
Öğrenci: Hocam, beni duyabiliyor musunuz? Dersi özetlediniz, USGS sistemini tanıttınız. Her depremden sonra, her depremin profilinin oluşturduğunu söylediniz. Haiti depreminden ve Puerto Rico'nun bir tranş halinde olduğundan bahsettiniz. Depremlerin merkezlerinin nasıl belirlendiğini anlattınız. Depremlerin, levhaların birbirine doğru hareketinden dolayı oluşan direncin bir noktada kırılmasıyla oluştuğunu belirttiniz. Ben böyle özetleyebilirim hocam.
Hoca: Teşekkür ederim. Ben biraz daha slayta geçmek istiyorum. Bir daha tekrar eder misin? Sesin boğuk geldi.
Öğrenci: Hocam, sanırım internetim biraz yavaş. Sizin sesiniz de boğuk geliyor. Önceki dersi özetlediniz. Depremlerden sonra, her depremin profilinin oluşturduğunu söylediniz. Haiti depreminden ve Puerto Rico'nun bir tranş halinde olduğundan bahsettiniz. Depremlerin merkezlerinin nasıl belirlendiğini anlattınız. Ve depremlerin levhaların birbirine doğru olan hareketinden oluşan direncin bir noktada kırılmasıyla oluştuğunu söylediniz. Ben böyle özetlerim sanırım bu dersi.
Hoca: Evet, güzel özetledin. Bir sonraki slayta geçelim.
Bir fay düzleminin doğrultusu, uzunluğu ve derinliği vardır. Bu toplam alan, bir kırılmada harekete geçen aktif alan büyüklüğünü gösterir. Burada çok farklı enerji birikimleri var. Enerjiye bağlı yer değiştirme ne kadar büyükse, toplam enerji miktarının da o kadar büyük olduğunu gösterir.
Depremin başladığı yer, derinlik olarak 12 kilometre. Bu, 'initial' ya da 'nucleation point', yani bir başlangıç noktasıdır. Deprem, bir düzlem boyunca bir yırtılma şeklinde gelişir ve devam eder. Bu, depremden sonra yapılan çözümlemelerle tespit edilir.
Deprem sonrası durum, acil durum ve afet yönetimidir. Deprem anında ve depremden sonraki 72 saat içinde yapılması gerekenler hayat kurtarabilir. Ancak, yıkılmış bir binada, insanların tekrar yaşama bağlanması mümkün olabilir. Özellikle son İzmir depreminde, 40 saat sonra, insanların hayata tutunabildiğini gördük.
No comments:
Post a Comment